3 Ocak 2008 Perşembe

Papagan Hirsiz, ve doberman

Gecenin bir yarisi hirsizin biri bir eve girmis. Etrafa bakinirken birden bir ses duymus:
- Polis herseyi goruyor, diye.
Hemen korkudan lambayla kim dedi diye etrafa bakiyormus ama kimse yok. Tekrar o sesi duymus:
- Polis herseyi goruyor, diye.
Hirsiz bu sefer korkudan kacmaya karar vermis ve tam camdan atlarken, bakmis ki perdenin arkasinda bir papagan var. Papagan'a yaklasmis ve sormus:
- Sen mi diyordun, polis her seyi goruyor, diye.
Papagan:
- Evet
Hirsiz:
- Senin ismin ne?
Papagan:
- Sekretergibicokkonusanpapagan.
Hirsiz:
- Hangi salak sana bu ismi koydu?
Papagan:
- Evin dobermanina polis ismini koyan salak...

Ucmak

Bir gün ayıyla karga aynı ucakta gidiyomus.karga tusa basmıs ve hostesi cağırmıs.hostes
'buyrun efendim demiş.'
karga
'yok bişi i.nelik olsun diye bastım demiş.
aradan zaman geçmiş bidaha basmıs yine 'hiç i.nelik olsun diye bastım demiş.hostes sinirli biş sekilde bi daha basarsanız sizi ucaktan atarım demiş.
zaman geçmiş bu sefer ayı basmıs.ama ayıdada cevap aynı 'hiç i.nelik olsun diye bastım' demiş. hostesin sabrı tasmıs ve atmıs bunları ucaktan.tam düserlerlen ayı kargaya dönmüş ve demiş ki'karga kurtar beni ben ucmayı bilmem demiş'karga 'ulan ucmayı bilmiyosan ne i.nelik yapıyon'

Karinca

İşlediği bir suçtan dolayı onbeş sene hapis cezası yiyen adam, cezaevine girdiği gün yatağının kenarında bulduğu bir karınca ile çok iyi bir arkadaşlık başlatmıştı. Adam, onbeş sene boyunca karıncayı eğitmiş, onunla yoldaş, candaş, arkadaş olmuştu. Artık karınca öyle bir hale gelmişti ki, adam "dur" deyince duruyor, "yürü" deyince yürüyor, "takla at" deyince takla atıyordu. Yani konuşmak dışında adam ne derse onu yapıyordu.
Cezaevinden çıkarken karıncayı boş bir kibrit kutusuna koydu. Çıkar çıkmaz güzel bir lokantaya gitti, siparişlerini verdi. Yemeğini beklerken "Şu garsona karıncamın özelliklerini göstereyimde bir şaşırtayım" diye düşünmüş ve karıncayı çıkarıp masanın üzerine koymuştu.
Garsonu çağırdı :
- Bakar mısınız ?
- Buyrun beyefendi, diye adamın yanına gelince, adam parmağı ile karıncayı işaret ederek,
- Şu karıncayı görüyor musun ? diyerek başladığı sözünün sonunu getirmeden, garson telaşla :
- Özür dilerim beyfendi görmemiştim, diyerek başparmağı ile karıncayı ezip, masayı siler.

Mehmet Agabey

kadının biri hayvan almak için petshopa gitmiş. bi kaç hayvanın fiyatını sormuş fakat fiyatlar ateş pahasıymış.. gezerken üstü bezle örtülü bi kafes görmüş . kafestede bir papağan varmış .fiyatını sormuş çok ucuzmuş dükkanın sahibine neden bu çok ucuc diye sorunca adam:
- efendim bu papağan daha önce kerhanede çalışıyordu. bu yüzden ağzı çok bozuk. bunu her alan geri getiriyor demiş.kadın tamam ben alıyorum demiş ve papağanı eve götürmüş. evde örtüsünü kaldırmış.papağan etrafına iyice baktıktan sonra:
- oooo yeni mekan yeni patron demiş. kadın gülmüş. daha sonra kadının kızları gelmiş papağan:
-oooo yeni mekan yeni patron ve yeni kızlar demiş herkes yine gülüp geçmiş daha sonra evin beyi gelmiş bu kez papağan
-yeni mekan yeni patron yeni kızlar ooooooo mehmet ağbey hoşgeldin .

Agustos Bocekleri

Çılgınca geçen bir parti sonrasında, gençler kumsala dağılırlar. Kuytu bir köşede bir genç kızla delikanlı mehtabı seyretmektedir. Biraz çakırkeyif olan genç kız, delikanlının omzuna başını yaslayarak mırıldanır:
- Her şey bir rüya gibi, değil mi, sevgilim? Deniz, kumsal, mehtap ve ağustos böceklerinin sesi.
Delikanlı düzeltir:
- Ağustos böceklerinin değil, fermuarın sesi...

Boganin Kirmiziya Tepkisi

Bir gün Kamlumbağanın biri Boğaya sorar:

- Boğalar niçin kırmızı renge kızarlar ?

Boğa cevap verir..

-Aslında kırmızı renge kızmayız.Kırmızı renge kızanlar ineklerdir!.

- O zaman neden kırmızı rengi gösterdiklerinde üzerine hışımla gidiyorsunuz.?

Boğa cevap verir:

- Ulan bu hergeleler varya bizi inek yerine koyuyorlar ya onun için kızıyorum.

uc kaplumbaga

3 kaplumbağa pikniğe gitmeye karar vermişler. hazırlıkları yapıp yola çıkmışlar. 25 gün yol alıp güzel bir pınarın kenarına karar vermişler.
tam sofrayı kuracaklarki bakmışlarki açacak yok.Meşrubatı nasıl açacaklarını düşünmüşler.
En iyisi kura çekelim. Kime çıkarsa o gitsin şehirden açacak getirsin demişler. kura da çıkan kaplumbağa oradan ayrılmış.
Bir çalının arkasına geçmiş ve beklemeye başlamış. Aradan 50 gün geçmiş 60 gün geçmiş.Giden kaplumbağadan haber yok.
sonunda şişenin ağzını taşa vurup açmaya karar vermişler tam şişeyi vurup açınca saklanan kaplumbağa çalıların arasından çıkıvermiş ve
-Demek ki ben gitseydim kendiniz açıp içecektiniz, iyi ki gitmemişim.demiş.

Fare Kedi Balik

Doktorun telefonu gece yarısı deli gibi çalıyor.. doktor gidip açıyor,karşısında telaş içinde bir adam:
- DOKTOR!! Hemen gelmelisiniz!!! Esim duştan çıktı, havlusunu yere düşürünce almak için eğildi, tam o anda poposundan içeri bir fare girdi..!!!
Doktor:
- Tamam sakin olun.. poposuna doğru bir parça peynir tutun bekleyin ben geliyorum" ve doktor arabasına atladığı gibi adamın evine gider. İçeri girince ne görsün, adam kadının arkasına eğilmiş, elinde peynir yerine bir balık!!..
- Ben size ne dedim?. Peynir dedim ama bu balık da nerden çıkıyor?
Adam kan ter içinde:
- Dediğinizi yaptım doktor. Ama fare tam kafasını uzatmıştı ki kedi onu avlamak için atıldı ...

Ramazan Topu

Bir gün tilki ormanda tek başına gezerken ağaca asılmış bir parça et görür. Etin yanına yaklaşarak incelemeye başlar ve etin arasına gizlenmiş bir bomba görür. Ete hiç dokunmadan 10-15 metre kenara çekilerek uzanır ve beklemeye başlar. Biraz sonra kurt çıkagelir ve eti görür, şöyle bir sağa sola bakınırken tilkiyi görür ve sorar: "Eti görmüyor musun?" Tilki: "Ben orucum." der. Kurt: "Ben yiyebilir miyim o zaman?" diye sorar. Tilki: "Buyur ye, afiyet olsun!" der. Kurt eti ısırmasıyla bombanın patlaması bir olur ve kurt ağır yaralı bir şekilde 8-10 metre ileriye sürüklenir. Tilki bulunduğu yerden kalkarak etin yanına gider ve başlar yemeye. Buna dayanamayan kurt sorar: "Hani sen oruç tutuyordun?" Tilki: "Top atıldı duymadın mı?" der.

Sapka

Tavşan nehrin kenarında gördüğü aslana
-"Aslan abi şu tilkiyi bi dövsek "der.Aslan da
-"Ne bahane uyduracağız oğlum" der.Tavşan
-"Aslan abi kafasında şapkası olmaz onun şapkan niye yok lan senin kafanda dersin" demiş.
Aslanda bunu kabul etmiş.Bir gün aslan tek başına gezerken tilkiyi görmüş ve yanına çağırmış tilkiye
-"Nasılsın tilki" demiş.Tilki de iyi deyince
-Şapkan niye yok lan senin diyip girişmiş.
Başka bir gün aslanla tavşan yine karşılaşmış tavşan
-"Aslan abi tilki akıllanmadı abi şunu bi daha dövsen abi" demiş. Aslan bu sefer ne bahane uyduracağız oğlum" demiş tavşan da
-"Aslan abi sigara istersin filtreli verirse niye filtresiz değil lan bu diye,filtresiz verirse niye filtreli değil lan bu diye döversin demiş ve aslan da bunu kabul etmiş.
Başka bir gün aslan yine aynı yerde tilkiyi görmüş ve yanına çağırmış tilkiye
-"Nasılsın lan" demiş tilkide "iyiyim abi"deyince aslan da bi sigara ver de barışalım demiş.Bunun üzerine tilki" abi filtreli mi olsun filtresiz mi" diye sorunca aslan "senin şapkan niye yok lan "demiş ve dövmüş.

Akilli Kopek

bir gün çok akıllı bir köpek yolda dolaşırken bir dükkanın camında eleman aranıyor yazısını görmüş.ondan sonra bu köpek içeri girmiş.insanların yarım saatte yaptığı işi onbeş dakikada yapmış.patron bunaçok şaşırmış ve demiş ki sen yabancı dil biliyor musun.köpek başını sallamış ve miyav miyav demiş

Aslan Ve tavsan

Ormanın birinde dişi bir aslan yavruları ile yaşarmnış.Her sabah gider yavrularına yemek ararmış.Bir gün yine yavrularına yemek aramak üzere yuvasından ayrılmış,yavru aslanlarda orada oynuyorlarmış.Oynayan yavruların yanına bir tavşan yanaşmış ve;"Sizin şu ananız varya ananız, işte onu *ikecem"demiş.Yavru aslanlar "Hastir lan"diyip tavşanı kovalamışlar ama bu olayı annelerinin canı sıkılmasın diye ona söylememişler.İkinci gün yine anne aslan avlanmaya gitmiş,tavşan yine gelmiş.Yavru aslanlara "şu sizin ananız varya ananız işte onu *ikecem"demiş.Yavru aslanlar tavşanı yine kovalamışlar ama bu sefer bu tavşanı annelerine söylemeye karar vermişler.Akşam olmuş anne aslan eve dönmüş olayı annelerine anlatmışlar.Anneleri"yarın ben yine avlanmaya gider gibi yaparım ve saklanır tavşanı beklerim bir de yüzüme söylesinde görelim" demiş.Ertesi gün anne aslan gider gibi yapıp çalıların arkasına gizlenmiş.Tavşan çok gecikmeden görünmüş gelmiş yavru aslanların yanına "sizin şu ananız varya ananız"demiş,arkadan anne aslan"eeeee..."demiş.Anne aslanın sesini duyan tavşan başlamış kaçmaya arkasındanda anne aslan kovalamaya...Tavşan atlamış hoplamış kaçarken bir ağaç kovuğunun içinden geçmiş anne aslanda peşinden gelirken kovuktan geçememiş ve sıkışmış kalmış.Aslanın sıkıştığını gören tavşan gelmiş ve"*ikmeyecektim ama yavrularına söz verdim *ikmessem şimdi ayıp olur"demiş.

Yangin

Ormanın birinde yangın çıkmış hayvanların hepsi ordan oraya kaçışıyor.Aslan hemen müdahale etmiş:
-Durun arkadaşlar böyle panik yaparsak hepimiz yanarız.En iyisi alfabetik sıraya göre kaçalım, der.
Herkes sıraya girer aslan bi bakar ki önünde bir bit zıplaya zıplaya gidiyo.Aslan geçsene lan yerine der bit de sırıtarak ben ... bitiyim der...

Zengin Agustos bocegi

Karınca yaz boyunca çalışırken ağustos böceği saz çalmiş,tabi kiş gelmiş, karınca sıcacık evinde afiyet içinde yaşıyorken bir gün kapısı çalmış bakmış ağustos böceği,tamam demiş, yaz boyunca saz çaldın şimdi aç kaldın ve benden yemek istemeye geldin değil mi? saz çalacağına biraz çalışmış olsaydın böyle aç kalmazdın demiş,ağustos böceği de "yo,yanlış anladın demiş,biz yaz boyunca saz çalınca, ayıptır söylemesi biraz para yaptık da demiş,hatta meşhur da oldum,simdi Avrupa turnesine çıkıyorum,belki oralardan istediğin bir şeyler vardır,diye sormaya geldim" demis.Karınca bir bakmiş ağustos böceğinin öyle aç bir hali yok,üzerinde bir kürk var,arkada da kocaman bir limuzin,önunde şoförü ile onu bekliyor. "yok, bir sey istemiyorum" demiş. "ama Fransay a uğrayacaksın değil mi?" diye sormuş,ağustos böceği de"evet"demiş,"iyi o zaman" demis, karinca "parise gidince orada la fontaine diye bir ibne var, onun yüzüne bir tükür benim için oldu mu?

Dassak Coo

Bir Çiftlikte Daşşak Co isimli bir damızlık boğa varmış.Bütün inekleri gece gündüz durmadan ..kermiş.Çiftlik sahibi bakmış ineklerden süt alamıyor Daşşak Co'yu Yüksek çitlerle çevrili bir alana hapsetmiş.Birkaç gün sonra çiftçi yeni bir inek almış.Taze ineği gören Daşşak Co ineği becermek için çitlerin üzerinden atlayarak ineğin yanına gitmiş.Yeni gelen inek işveyle "ben sarı kız ama bana kısaca sarı diyebilirsin"demiş.Daşşak Co da bende Daşşak Co ama sende bana kısaca Co diyebilirsin zira az önce çitlerden atlarken daşşaklarım çitte takılı kaldı.

5 dakka daha

Mart ayı gelmiştir, kediler her akşam süslenip, püslenip,
mis gibi kokularını sürünüp dışarı çıkmaktadırlar.
Aralarında bir de küçük erkek kedicik vardır. Bir gün
"ben de gelmek istiyom" der.
Kediler sinirlenir. "Hadi len, senin daha yaşın küçük, git misket oyna."
Bir gün, iki gün, üç gün... Bizimkini iyice merak sarar.
Son bir kez daha dener şansını bir akşam:
"Ya ne olur beni de götürün nereye gidiyorsanız?"
aralarından babacan bir kedi çıkar:
"Gel lan, sen de gel de öğren, ilerde lazım olacak.
Sevişmeye gidiyoruz. Mart ayı bizim ayımız."
Hepsi toplanır. Aylardan mart dedik ya, hava soğuk,
damda beklerler. "Bak," der babacan kedi:
- Aşağıdan dişi kedi geçtiğini gördün mü saldır!
Aradan saatler geçer, ne gelen, ne giden var.
Bizim gariban kedicik iyice üşümüştür.
Babacan kediye yanaşır, kolunu hafifçe vurarak: "Abi ya," der:
- Ben bi beş dakka daha sevişiyim, gitcem.

Fil

Yaşlılığı nedenliğiyle çok ucuza satılan bir fili satın alan uyanık adamlardan biri, bir çadır kurmuş ve önüne şöyle bir tabela asmış:
"Kim bu filin dört ayağını birden hoplatırsa 10 Milyon kazanacak. Denemesi 100 Bin Lira." Çok deneyen olmuş ama kimse başaramamış. Bir gün bir çocuk gelmiş, içeri girmiş ve avucuna sakladığı hapşırık tozunu filin hortumuna tutmuş. Fil hapşırırken hop hop hoplamaya başlamış. Çocuk paraları almış, gitmiş. Herkes bu yöntemi denemeye kalkınca iflas gözüktüğünden başka bir tabela asmış.
"Kim filin başını önce aşağı yukarı, sonra sağa sola sallatırsa 10 Milyon, denemesi 10 Bin." Yine deneyenler olmuş ama kimse becerememiş. O çocuk tekrar gelmiş, içeri girmiş, filin yanına yaklaşmış, beni tanıdın mı, der gibi kendini göstermiş, fil kafasını aşağı yukarı hareket ettirmiş. Çocuk elindeki hapşırık tozunu gösterince de fil başını sağa sola sallamaya başlamış.

Fil ile serce

Serçe, bir filin kulağına konmuş . Demiş ki file:
-- Fil kardeş, bana bir kez versene?
Fil bakmış serçeciğe, küçücük bir şey, acımış:
-- Tamam, olur,demiş. Sevinerek geçmiş serçe hemen filin arkasına. Fil ise istifini hiç bozmadan yoluna devam etmiş. Tam bu sırada filin ayağına bir kuru ağaç dalı batmış:
--Ahhh! diye bağırmış tabi fil. Serçe de bunun üzerine file demiş ki:
-- Acıttı mı cicim ?

isi oymus

Gaziantepli bir ağa İstanbul'a gelmiş , bir lokantadan içeri girmiş . Lokantanın kapısında bir papağan var :
-Hoşgeldin Antepli , Hoşgeldin Antepli diye naralar atıp duruyor.
Ağanın çok hoşuna gitmiş . Lokantanın sahibini çağırmış yanına .
-Bu kuş benim Antepli olduğumu nerden anladı ?
Lokantanın sahibi :
-O çok zeki bir hayvandır , içeri girenin nereli olduğunu hemen anlar , demiş .
Ağa papağanı ona satması için adama baskı yapmış ve büyük paralar teklif etmiş.
Lokanta sahibi :
-Bu papağan bizim işletmemizin simgesi , satamayız ama sen istersen sana bunun yumurtalarından satarım , bunun yavrularıda o kadar zeki olur , demiş ve bir hayli yüksek bir rakama anlaşmışlar .
Lokantacı söz vermiş ama ortada yumurta yok , girmiş kilere , eline bir sepet almış önüne ne yumurtası gelirse doldurmuş , tavuk yumurtası ,hindi yumurtası , bıldırcın yumurtası .., önüne ne gelirse yani ... Ağaya sepeti vermiş . Ağa heyecanla köyüne dönmüş . Aşiretini toplamış ve :
-Antebi meşhur edecez , bu yumurtaların anası adamın nereli olduğunu anlıyor , ondan doğanlarda onun kadar zeki olur , hemen bir kuluçka makinesi bulun der .
Kuluçka makinesi bulunur ve aşiret beklemeye başlar . 15 gün sonra civcivler çıkar , kimi tavuk , kimi hindi , kimi bıldırcın .., çıkan civcivlerin . Ağa beyninden vurulmuşa döner ve hemen İstanbul'un yolunu tutar yeniden ve aynı lokantaya gelir . Papağan ağayı görünce başlar :
-Keriz Antepli , keriz Antepli ..,
Ağa papağanın kulağına eğilir ...
-Ulan benim keriz olduğumu bir tek sen biliyorsun ama senin orospu olduğunu bütün Antep biliyor .., der .