5 Aralık 2007 Çarşamba

Sir

Bir grup mafya gizli ajan alacaklarmış.Bunun için İngiliz,fransız ,alman bir de bizim temeli denemek için hepsine ayrı ayrı sır vermişler.
Önce ingilize vermişler hemen söylemiş.Fransız ve almanda aynısını yapınca temele sıra gelmiş.
Temele de sırrı vermişler bakmışlarki haftalar geçiyo temel hala sadık kalıyor.
demişler
-bunu ajan seçelim.
temele seçildiği haberini vermek için yanına gitmişlerki
Temel:
-hatırla oni,hatırla oni diye başını taşa vuruyor.

Normal

3 astronot uzaya gidecek. bunlardan biri alman biri İngiliz biri de bizim temel. Bunlar yıllarca gelmeyecekleri için en önemli ihtiyaçlarını sorarlar. Alman
-"bana sarışın, esmer, kumral hatun" der. İngiliz
-"bana bol bol içki " der. bizim temel
-"baaa bol bol cigara" der. Neyse istekler temin edilip uzaya fırlatılıyorlar. 3 astronot aradan yıllar geçiyor geri dönüyorlar.tabi aileler merakla bekliyor. önce alman iniyor dalyan gibi alman olmuş iğne iplik. Sonra İngiliz iniyor adam zil zurna sarhoş. Tabi ki sıra temele geliyor. Temel kapıda görünür görünmez bir fırlıyor ağzında sigarayla:
-"Allah'ını seven baaa ateş versuuun"

yolculuk

Almanya'dan kalkan bir uçakta yolcuların hepsi Alman,biri Türkmüş..Uçak normal seyrinde giderken birden sallanmış..Tabiki herkes korkmuş..
Pilot"
-Sayın yolcularımız.Korkulacak bir şey yok..sadece yükseklik kaybediyoruz.Herkes yanındaki eşyaları atarsa sorun giderilir''demiş..
Herkes neyi var neyi yok atmış.Uçak tekrar yükselmiş.Bir süre sonra uçak tekrar irtifa kaybetmeye başlamış.
Pilot anonsla...
-Sayın yolcularımız..Tekrar irtifa kaybediyoruz..Herkes lütfen oturduğu koltuğu dışarı atsın.'' demiş...
Can tatlı..Herkes ayakta da gideriz diyerek koltukları dışarıya atmış.Uçak tekrar yükselmiş..Bir süre sonra gene aynı sorun ortaya çıkmış.
Pilot''
-Sayın yolcular..İstanbul'a çok yaklaştık..Ama uçağın altını boşandırmazsak düşeceğiz.Herkes yukarıdan tutsun,uçağın altını boşandıracağız''demiş.
Herkes iki eliyle tutmuş yukarıdan.Tam istanbul'a yaklaşırken gene aynı sorun..
Pilot''
-Çok az kaldı.Ama kurtulmamız için tek bir kişinin atlaması gerekiyor''demiş.
Tabiki kimse atlayıp da ölmek ister mi?
Bizim Türk dayanamamış:''
-Türkiye'ye girdik.Hepiniz misafirsiniz.Ben atlarım. demiş.
Herkes sevincinden Türk'ü alkışlamaya başlamışlar...
Tabiki hepsi cup aşağıya..

Temel in Sebebi

temel uçagına ingiliz alman fıransız 3 yolcu alır dünya turuna çıkarlar.londranın üstünden geçerken ingiliz kapıyı açıp intihara kalkışır zor zaptedip yerine oturturlar.neden diye sorarlar ingilize
-:benim annem londranı en ünlü orospusudur der.bunun için bu lekeyle yaşayamam bunun için intihar edecektim der. uçak tam berlinin üstünden uçarken bu seferde alman aynı şekilde intihara kalkışır.onuda zor ikna ederler yerine oturturlar.oda aynı şeylri söyler annesi için.intihar sebebide aynıdır.derken parisin üstünden uçarkende aynı şekilde fıransızda.bu şekilde uçak ANKARAnın üstünde uçarken TEMEL aynı şeyleri yapar .onuda zor ikna ederler.
-senindemi annen orospu derler. oda :
-hayır annemden bir şikayetim yok ben bu kadar orospu çocuğunun içinde ne işim var diyerek intihar edeceğim.der.

Fifi

Bir kompartımanda İngiliz, Fransız, Alman ve oldukça güzel genç bir bayan seyahat ediyorlarmış. Bir ara genç ve güzel bayanın başının üzerindeki sepetten sıvı damlayınca İngiliz hemen oturduğu yerden fırlayıp, parmağını değdirerek sıvıyı yalamış ve;
- Hıımmm, bu halis viski...
Fransız aynı işlemi yaparak;
- Hadi canım bu bal gibi şarap...
Alman;
- Yanılıyorsunuz beyler bu olsa olsa bira olur...
Genç ve güzel bayan gülümseyerek ayağa kalkmış ve sepete hafifçe dokunarak;
- Kız FİFİ, bir türlü öğrenemedin çişini tutmayı..

sahte para

Birgün alman ingiliz türk japon bi seyate çıkmışlar gezmişler dolaşmışlar geri donmek için ucaga binmişler aralarında bir münakaşa geçmeye başlamış yok efendim ben sahte parayı iki kilometreden tanırım alman demiş bende tanırım japon demiş bende tanırım ingilizde bende taırım demiş sıra bizim temele gelmiş temelde ula bende tanirum hemde cormeden tanirum demiş neyse pilot bunların konuştuklarını duymuş çıkarmış 100 dolar sormaya başlamış tek tek almana sormuş ingilize sormuş japona sormuş hepside sahte deyil demiş aslında para gerçektende sahteymiş sıra gelmiş temele temele bu para sahtemi diye sormuş temel almış eline parayı bakar bakmaz gülmeye başlamış uşaklar ne kadar salaksunuz bu para sahtedu demiş pilot şaşırmış nerden anladın temel demiş temelde ula uşagum çormeyimisun habu paraya Atatürk yoktu demiş...

uzay

Nasa uzaya 2 yilligina gonderilecek 3 astronot secmis. Biri amerikali, biri ingiliz ve biri de Rusmus. Her bir astronota 200 kilo bagaj goturme hakki verilmis. Amerikali karisini goturmeye karar vermis. Ingiliz yanina dil kitaplari almaya, ve almanca ogrenmeye karar vermis. Rus da yanina bir suru karton sigara almis. Ve yola cikmislar.
Iki yil sonra bir mekik onlari geri getirmis. Kapi acildiginda amerikali ile karisi cikmis, her birinin kucaginda bir bebek. Buyuk alkis kopmus. Sonra ingiliz cikmis. Sakir sakir almanca konusuyormus. Sonra da agzinda bir sigarayla rus cikmis:
- Kibriti olan var mi?

yumurta

Bir alman birde Turk komsularmis.. Almanin tavugu bizim turkun bahcesine yumurtlamis.. Turkle alman yumurta kavgasina tutusmuslar..
alman:
-tavuk benim yumurta benim..Turk:
-bahce benim yumurta benim...diye tartisirlerken Turk ortaya bi fikir atmis:
-Birbirimizin tassaklarina vuralim kim daha az yerde yatarsa o yumurtayi alsin..
-tamam demis alman..
turk gitmis evden kalin kislik botlarini almis, giymis, sikica baglamis,vurmus...alman 10dk 20 dk derken yarim saat sonra kalkmis..
Sonra alman gitmis botlarini getirmis, giymis, sikica baglamis, tam vuracakken,
-Dur demis Turk:
-Al senin olsun.. Bi yumurta icin degmez..

Yarisma

Bir ülkede en büyük penis yarışması yapılıyormuş.
Dünyanın her yerinden yaklaşık 300 kişi yarışmaya katılmış. Jüri herkesi incelemiş fakat bir bakmışlar Türk yarışmacı ortalıkta yok.Bir süre bekledikten sonra,artık yarışmayı sonuçlandıralım demişler ve 35 cm. Uzunluktaki Tanzanya'lı Ababo'yu birinci ilan edeceklerken,
tak,tak,tak kapı çalmış.
Kapıyı açınca ne görsünler 20 cm çapında bir penis başı ve ucunda bir not.
-"uçak rötar yaptı,trafik sıkışık,beş dakikaya kalmaz ordayım.
...İmza Türk yarışmacı."

Turksun dimi ?

Fransız, İngiliz ve bir Türk bi uçak kazasında ölüp cehenneme gitmişler. Bizimki içeriye bir göz atıp terlemeye başlayınca yeni gelenleri karşılayan zebaniye dönüp merakla:
- Abi sizin işinizde zor valla! Nasıl ısıtıyosunuz burayı!
Zebani bizimkinin yüzüne bakıp şöyle demiş:
- Türksün sen dimi?

Siz erkek verirseniz

Bir deney yapiılacakmış. Bu deney için İngiliz, Alman ve bizim Temel başvurmuşlar. Deney bunları ayrı ayrı gorillerle bir araya koyup en fazla yavruyu kim yapacak.
Alman girmiş çıkmış 5 çocuk yapmış.
Fransız girmiş 7 çocuk yapmış
İngiliz girmiş 10 yapmış.
Sıra bizim laz temele gelmiş. Temel girmiş, çıkmış bakmışlar 1 tane çocuk çıkmış diğerleri dalga geçmişler ve sonra meraktan sormuşlar -niye bu kadar az çocuk diyince Temel'in cevabı şuymuş:
-Eğer goril erkek olmasaydı görürdünüz

At hirsizi

Türk; alman ve amerikalı at çalarken jandarmaya yakalanmış...komutan sormuş türke
-neden çaldın.türk:
-bizim memlekette kriz var o yuzden ihtiyactan ..alman:
-bizde de kriz var o yuzden ihtiyactan derler.amerikalı:
-bizde kriz falan yok ben keyiften çaldım komutan der.
komutan düşünür ve derki
-almanla türkü hapse atın amerikalıyı zikin!!
çıkmışlar yola karakola doğru iki adımda bir amerikalı çavuşa..
-çavuş unutma bak *ikilecek olan bendim....
su içmeye dururlar amerikalı rahatsız olur çavuş belki unutur
-bak çavuş karıştırma *ikilecek olan bendim....
bu boyle devam eder..sonunda çavuş ya amerikalı
-sizin sapık oldugunuzu biliyodumda bu kadar *bne oldugunuzu bilmiyodum der!!

deve dikeni

Bir gün Alman İngiliz ve TÜRK trenle gidiyorlarmış Alman kendi ülkesinden geçerken gülü gösterip
-'bu bizim meşur gülümüzdür biz tuvaletten çıkınca kıçımızı sileriz'demiş.
İngiliz kendi ülkesinden geçerken'
-bu bizim meşur lalemizdir biz tuvaletten çıkınca buna kıçımızı sileriz'demiş.
Sıra bizim TÜRKE gelmiş oda kendi ülkeseinden geçerken
-'bu bizim meşhur deve dikenimizdir bunada kıçınızı silinde görüyüm...

oyle görünüyor

Temel bir gemide seyahat ederken fırtına çıkıyor ve gemi batıyor.Kazadan sadece Temel,İngiliz bir adam ve güzeller güzeli sarışın bir afet kurtuluyor.Bu üçü bir adaya çıkıyorlar.Adada sadece yüksek bir palmiye ağacı ve bir pınardan başka bir şey yok.İngiliz,
-"Uzaktan geçen gemileri görebilmek için sıra ile bu ağacın tepesinde nöbet tutalım" diye Temel'e bir teklif sunuyor. Temel
-Olur fakat ağaçtayken aşağıda kalan ve bu kadın birbirinden uzak yerlerde duracak ve kadına sarkıntılık etmek yok.
İngiliz
-Hiç olurmu öyle şey ben asil ve kibar bir ırktan geliyorum.Hiçbir kadına sarkıntılık etmem.
Temel
-Tamam sana inanıyorum.O halde ilk nöbeti ben tutarım. diyerek ağaca tırmanıyor.
İngiliz ve kadın anlaşma gereği birbirlerinden uzakta otururken Temel yukarıdan bağırıyor
-Terbiyesiz adam hani anlaşmıştık,in kadının üzerinden..
gibi laflarla bağırarak aşağıya iniyor.İngiliz..
-Yav vallahi ben birşey yapmadım,bak biz ayrı köşelerde duruyoruz,nasıl kadının üzerinde olabilirim
falan desede Temel
-Hayır efendim, ben yukarıdan baktığımda senin kadının üzerinde olduğunu gördüm.Sanamı inanayım gözlerime mi.?.
-Yahu sana nasıl anlatayım ben birşey yapmadım,O halde ağaca ben çıkayım sen aşağıda dur,fakat sende benim gibi kadından uzak duracaksın.
Temel
-"tamam" diyor.
Kadından epey uzağa gidiyor.İngiliz ağaca tırmanmaya başlayınca Temel hemen kadının yanına koşuyor ve kadını yatırıp üzerine çıkıyor. O esnada ağaca tırmanan İngiliz aşağı bir bakıyor Temel kadının üzerinde.
-Allah,Allah.. haklıymış.. diyor İngiliz,"demekki buradan öyle görünüyor".

ben yokken

Bir Fransız, bir Amerikalı, bir Alman ve bir Türk, deniz kazası sonucunda ıssız bir adaya düşmüşlerdi. Bir hafta sonra Fransız konuştu:
- Ben yokken şimdi sevgilim kaç kez evime gelmiş, beni çok merak etmiştir.
Amerikalı atıldı:
- Ben yokken bütün medya gelmiş, beni arıyordur mutlaka.
Alman:
- Ben yokken patronum, yeni projeler için beni aramıştır mutlaka
Ve Türk:
- Ben yokken kimbilir ne zamlar, ne vergiler gelmiştir!

Ne isin var daa

Günün birinde alman,Fransız,İngiliz ve daha bir çok ülkenin zengini aralarına bizim TEMEL`i de alarak gönüllerince eğlenmek için uçakla seyahate çıkmışlar.Eğlence adına her şeyi yapıp bol bol da içki tükettikleri bir an Alman birden uçağın kapısını açıp
-"bırakın beni,ölmek istiyorum",Temel sormuş
-"ulu uşağım hadi süle bakim neden da" Alman
-"benim annem kötü kadındı yani or..." demiş ve atlamış.
Aradan daha on dakika gedmemişken bakmışlar bu sefer Fransız aynı nidayla kapıyı açıp atlamış.
Temel bir düşünmüş, bir düşünmüş tam atlayacak biri tutmuş,yarım yamalak bir türkceyle
-"oğlu sen neden yoksa, Temel
-"yooo "demiş "öyle diil da uşaum" Adam sormuş
-" peki neden?"
Temel :
-ula uşağım benim bu kadar or..... çocuğu içinde ne işim var da demiş

Saat

Bir gun bir turk bir amarikan ve bir marokkan ucakta yolculuk ediyormus. Turk hava atmak icin elini camdan cikarmis ve demiski
-biz turkiyedeyiz.
Turke sormuslar,
-Nasil bildin? Turk demiski
-kanuni sultan caminin minaresine dokundum.Ve simdide Amarikan cikmis ve elini camdan disari cikarmis ve
-simdide biz amarikadayiz demis.
-Nasil bildin demisler?
-Ozgurluk anitinin basina dokundum demis.Sira marokkana gelmis oda elini cikarmis ve demiski
-biz marokkodayiz nasil bildin demisler? Oda yanitlamis
-saatim calindi...

ASD

Temel,İngiliz,Fransız bir fren yarışı yapmışlar.yarışta bir duvar varmış o duvara en yakın duran kazanırmış.Fransız 20 metre kala durmuş.hangi fren sistemi demişler 'ABS' demiş.İngiliz 10 metre kala durmuş.hangi fren sistemi demişler 'ABS' demiş.Temel gitmiş duvara vurmuş.Hangi sistem demişler 'ASD'demiş.O ne diye sormuşlar oda anasını s*ksen durmaz demiş.

kar-ma

bir gün uzaya gidecek üc kisi aranmaktadir bunlarda uluslar arasi ve ülkelerinin tipik özelliklerini tasimaliymis tabi gönüllüler arasinda birfransiz,birRus,birde isvicreli bulunuyor.gerekli mülakatlardan sonra uzayda üc ay kalacaklari söylenir,ihtiyaclari sorulur.iste Fransiz yeterli miktarda sarap bir ikide manken yanina alir ,rusta bilim teknikle ilgili bir takim kitaplarda oda biner uzaymekigine sira isvicreliye gelir siz ne isterseniz alin yaniniza,o da iki valiz dolusu sigara alir yola koyulurlar ve iki ay gecmistir mekikten inen ilk kisi sirasisyala fransiz tebessüm icinde gayet mutlu hayatindan iner sira rusta gayet bilincle sorulara cevap veri derken isvicreli ikielinde valizlerle görünür ve acil birsekilde kirbit kirbityaaahu

Mushil

Ülkeler arası bir yarışma yapılacakmış.Türkiye'den de Temel yarışmaya katılmış. Yarışmanın konusu, her yarışmacıya 1 adet müshil hapı verilecek ve 70 katlı gökdeleni altına yapmadan çıkıp tekrar aşağıya inen yarışmacı yarışmanın birincisi ilan edilecekmiş. Önce Fransız çıkmıs ve inmiş; ardından yarışma jürisi kontrol etmiş 20. katta dayanamamış yapmış. İngilize sıra gelmıs o da 35. katta, Amerikalı, 40. katta derken en son sıra Temel'e gelmiş. Temel ben 2 tane istiyorum demiş. Jüri nasıl olur tüm ülke yarışmacıları 1 tane ile dayanamadı sen nasıl becereceksin? Siz verin demiş ve 2 müshil ilacını da içmiş. Gökdelenin 35. katında yeni doğmuş bir bebek 70. katında da bir sarhoş varmış. Temel hapları içip çıkmaya başlamış 35. kata geldiğinde sıkışmış yeni doğmuş bebeğin kundağını açıp içine yapmış. 70. kata geldiğinde yine sıkışmış sarhoşun pantolonunu indirip pantolonun içine yapmış ve aşağıya inmiş. Jüri 70 katı gezmiş ve hiçbir şey yok şaşırmışlar, yarışmanın birincisi ilan edilmiş. Ertesi gün televizyonda şok şok şok 3 kilo bebek 5 kilo yaptı.bir sarhoş iç donuna yapmadan pantolonuna yapmayı becerdi.

this is arabic teknoloji

amerikalılar son model bir uçak icat etip göstermek için arabları davet etmişler,uçak havalanmış birden motorlardan birisi devre dışı kalmış arablar paniklemişler ama ekranda;dont panic this is amerikan teknoloji yazısını görünce rahatlamışlar,ikinci motor devre dışı kalınca tekrar ekranda aynı yazıyı görmüşler.üçüncü dördüncü derken bütün motorlar devre dışı kalmış ve ekranda tekrar dont panic this is amerikan teknoloji yazısını okumuşlar ve uçak saglam bir biçimde yere inmiş,arablar uçagı çok begenip aynısını yapıp amerikalıları davet etmişler,uçak havalanmış ve motorlardan birisi devre dışı kalmış ve ekranda,dont panic this is arabic teknoloji yazısını görmüşler,amerikalılar kendi aralarında bizimkinin aynısını yapmışlar diye konuşuyorlarmış,2. 3. 4. motor derken motorların hepsi devre dışı kalmış tabi amerikalılar çok rahat aynı yazı çıkmasını beklerken birden degişik bir yazı;dont panic this is arabic teknoloji ripit aftır mi eşhedü enla ilahe illallah

Alman ingiliz fransiz japon

Bir Alman bir İngiliz bir Fransiz birde Japon bir adaya esir düserler.Bu adayi kadinlar yönetiyorlar. Kadınlar hergün bunlarla sevişiyorlar,uzun zaman sonra adamlar gitmek istiyorlar,kadınlar; buradan gitmeniz icin hepinizin ..ikini ölçecegiz toplam 21 cm olmasi lazim 20 veya 22 olursa sizi öldürürüz demişler.Vakit gelmis,baslamislar ölcmeye Almaninki 10 cm,İngiliz 5 cm,Fransiz 5 cm toplam 20 olmuş.En son Japonunkini ölcmüsler tam 1 cm hurraaaa kurtulmuslar.Aradan 2 sene geçmiş bir araya gelmisler .bir kahvede bulusmuslar .Arkadaslarina anlatiyorlarmis;Alman benimki 10cm en uzun olandi demis İngiliz ve Fransizda bizimkilerde 5 cm idi demisler kahvedekiler japona sen niye konusmuyorsun demisler. japonda ulan yatin kalkin dua edin benimki kalkikti demiş

Rest

İngiliz, fransız ve alman olan bu üç kumarbaz bir gün arap çöllerinde kalırlar. Ve karşılarına sarışın bir hatun çıkar. Malum bizim kumarbazlar hatunu becermek istemektedirler. Sarışın hatun sa prazervatif'siz olmayacağını hepsini söyler. Bunun üzerine üç kumarbaz bir eczane armaya başlarlar. Eczaneyi bulurlar işeri giren üç kumarbaz dilleri yabancı oldukları için dertlerini hareketlerle anlatmaya başlarlar. İngiliz malı çıkarıp tezgaha koyar yanına parasını aynı şekilde alman ve fransızda yapar. Arap eczacıda şaşkınlıkla bakındıkdan sonra kiminkisi büyük ise parayı o alır diye arap da malı çıkarıp tezgeha koyar ve derki
-''REST '' der paraları toplar.

Patates

Bir gemiye Ingiliz, Alman ve Laz kacak olarak binerler. Gemi diger limana vardıgında askerler tarafından yoklama yapılır.Hemen birer cuval bulup icine girerler.Askerin tekmesini yiyen alman
-miyaaaav diye bagırır, asker kedi sanarak kontrol etmez.ingiliz kopek sesi cıkarır oda pacayı yırtar. Sıra bizim laza gelir. Tekmeyi yiyen laz hemen bagırır
-PATATEEEES...

Sihirli Lamba

Temel ve Cin Bir Fransız bir İngiliz ve bir de Temel bir gemi kazasından sonra ıssız bir adaya çıkarlar. İngiliz kumsalda bir lamba bulur. Fransız bunun Aladdin'in lambası olabileceğini söyler ve lambayı ovuşturur. Gerçektende lambadan bir cin çıkar.
-"Ne dilerseniz dileyin benden" der. İngiliz
-"Ben ailemin yanına İngiltereye gitmek istiyorum" der. Cin isteyi yerine getirir. Sıra Fransız'a gelir. Oda ailesinin yanına Fransaya gitmek ister. Onun isteyide yarine gelir. Sıra Temeldedir. Temel biraz düşünür. Cin çabuk olmasını söyler. Temel etrafına bakar ve cin'e dileyini söyler.
-"Arkadaşlarımda gitti ben bu ıssız adada yalnız kaldım onun için arkadaşlarımı geri getirmeni istiyorum" der.

yalan

Uluslararası yalan atma yarısmasında üç ülke finale kalır,
Almanya, Fransa ve Türkiye...
Türkiye´yi temsilen de Nam-ı Kemal oradadır.Jüri yarışma konusunu ortaya atar.
-"Batan bir gemidekileri nasıl kurtarırsınız?"
Önce Alman Palavracı dizer yalanları;
-"Ben çok iyi bir yüzücüyümdür.Gemideki bütün insanlari yarım saat gibi kısa bir sürede gide-gele, gide-gele karaya taşırım!
-"ohaaa" der Fransız ve bu sefer o baslar;
-" Ben de sıcarak büyük bir ada oluştururum ve insanları o adaya çıkartarak kurtarırım!
Sıra Nam-ı Kemal'dedir oda okkalı bir yalan söyler;
-" Bende de öyle bir *arrak varki onu şöyle gemiden karaya doğru bir uzattımmı köprü yapar ve bu insanları kurtarırım"
-"Cüşşş..." der Fransız " Hic o kadar *arrak olur mu?"
Bizimki cevap verir
-" Öyle *öte böyle *arrak!"

A.s.f

Fransada araba fren sistemleri yarışması düzenlenmiş.ilk fransız sürücü geçmiş arabasına.
bir.iki.üç..dört..beş.
yüzkırk km hızla giderken pistin sonundaki duvara otuz metre kala basmış frene araba on metre kala zank durmuş.
tribünlerde büyük bir alkış.
pilot büyük bir gururla arabadan inmiş.
gazetecile sormuşlar bu fren sistemi ne diye.
pilot gene gururla
a.s.f (yani anti blokaj sistem) demiş.
sonra alman geçmiş pistin başına arabsıyla.
bir.iki.üç.dört.beş.
duvara yüzelli km hızla giderken bir fren.beş metre kala araba zannkk diye durmuş.
tabii trübünlerden gene büyük bir alkış.pilot gururla arabadan inerken sormuş gazeteciler
-bu ne sistemi diye.
pilot
-s.a.b.s yani (süper anti blokaj sistem) demiş,
sıra bizi türke gelmiş.
binmiş brodway marka arabasına
bir.iki.üç.dört.
yüz km hızla giderken duvara atmış yetmiş metre kala basmış frene.
araba bir sağa bir sola kaymış.ama büyük bir gürültüyle duvara çarpmış.herkeste bir heyacan. tuğla yıkıntılarının altından heryanı toz içinde çıkmış bizim pilot.sormuşlar tabi bu ne sistemi diye bizimki yıkıntılardan çıkarken üzerinin tozlarını hem silkiyomuş hemde cevap veriyomuş
-a.s.f.
yani (***na *oktuğumun freni.)

Halbuki

Bir Alman, bir ingiliz, bir Laz barda oturmuş bir yandan içip, bir yandan karılarının aptallığı konusunda sohbet ediyorlarmış. Alman demiş ki:
- Benim karım Helga o kadar aptal ki geçen gün ucuzluk var diye marketten 300 Mark'lik et almış, halbuki bir buzdolabımız bile yok!
İngiliz gülmüş:
- O da birşey mi? demis,
- Benim karım Elizabeth daha da aptal. Babası çok zengindir, geçen hafta kendisine 6000 Pound'a araba aldırdı, ama kullanmayı bilmez.
Laz atlamış.
- Ula uşaklar, siz ne diyorsunuz. demiş,
- Benim karım Fadime hepsinden aptal. Bodrum'a iki haftalık tatile gidiyor. Dün bavulunu yaparken gördüm, 400 tane prezarvatif almış, halbuki çükü bile yok!

Tum Ulke issiz

Uluslararasi Cerrahlar Konferansı bittikten sonra bir Amerikalı, bir İngiliz, bir de Türk cerrah birlikte bir şeyler içmeye giderler.
İngiliz başlar anlatmaya; "Geçen gün bir iş kazası geçirmiş birini getirdiler. Adam presin içine sıkışmıştı. Sadece sol küçük parmağı vardı. Bizim elemanlarımız öyle iyi çalıştılar ki, önce parmağa bir el, sonra kol, sonra da vücut yaptılar. Adam taburcu olunca o kadar verimli bir işçi oldu ki onun yüzünden 5 işçi, işsiz kaldı." Amerıkalı söz alır; "Bana ise geçen gün saç getirdiler. Adam nükleer reaktörün içinde kalmış. Sadece saçı vardı. Oldukça iyi bir çalışma ile önce saça bir baş, sonra vücut vs yaptık. Adam taburcu olduğunda o kadar verimli oldu ki, onun yüzünden 20 kişi işsiz kaldı. Türk söz alır; "Geçen yolda gidiyordum. Bir de baktım, yerde bir tik vardı ve kendi kendine atıyordu. Hemen yerden alıp çantama koydum. Laboratuvara gidip önce o tike uygun bir göz, sonra o göze uygun da bir baş, o başa uygunda bir vücut yaptık. Ortaya bir adam çıktı. O kadar verimli oldu, o kadar verimli oldu ki, bütün ülke onun yüzünden şimdi işşiz...

Tom ve George

Tom ve George nasada iki astronot.Uzay mekiği ile ertesi gün uzaya çıkacaklar.Son olarak eve gönderilirler.Akşam olunca Tom'un canı sıkılır ve George'u telefonla arar.
-"George canım çok sıkıldı .Kasabaya gidip iki bira içelim"der.
George ise
-"Tom ,benimde canım çok sıkıldı .Fakat yarın uzaya çıkacağız.Yarın alkollü olduğumuzu anlarlarsa göndermezler "der.
Tom ise
-"sadece iki tek atarız kimse anlamaz"der.
George
-"tamam"der.
Bir barda buluşurlar.Fakat buluştukları barda Barmen bunları tanır.Bunlara içki vermez.Tom ısrar eder fakat nafile.Başka bir bara giderler.Oradaki barmende bunları tanır ve bunlara bira vermez.Birkaç bara daha gittikten sonra gece ilerler ,Tom'un canı iyice sıkılır.
-"George" der Tom.
-"hani uzay mekiğine yakıt koyarlarken kokusunu sende farkettinmi aynı viski gibi kokuyor".
George
-"bende farkettim .Ama zehirlenmeyelim"der.
Tom
-"bizde bir duble alırız"der.Ve nasaya giderler.NASA'daki görevli bunları içeri almaz .Bunlarda "sonkontrolleri yapacağız"derler ve içeri girerler.Uzay mekiği yakıtından birer duble içerler .Sabah olmadan eve dönerler.Sabah Georgenin telefonu uzun uzun çalar.Telefondaki Tom'dur.
-"George seninde karnın ağrıyormu"der George
-"evet,hemde çok fazla ağrıyor".Tom
-"öyleyse sakın osurma "der.George
-"neden "diye sorar.Tom
-"çünkü ben seni tokyodan arıyorum...

Kabak

Bir Ermeni ile Antalya'lı bir Türk birbirlerine hava atıyorlarmış. Ermeni:
- Biz bir füze yaptık, denemek için attık, füze Türkiye'yi geçti, Irak'ı geçti, Libya'yı geçti hala daha uçuyor. Ne zaman düşecek bilmiyoruz. Deyince bizim Antalya'lı anlatmaya başlamış:
- Biz geçen yıl bir kabak ektik, kabak büyüdü Konya'yı geçti, Kayseri'yi geçti, Erzurum'u geçti, Kars'ı geçti,
Deyince Ermeni daha fazla dayanamamış ve
- Oha o kadar büyük kabak olur mu?
Diye itiraz edince bizimki hemen lafı yapıştırmış
- Ulan hemen o füzeyi düşür yoksa kabağı ananın *mına sokarım.

Ucak

İngiliz, alman, fransız ve temel uçakta seyahat ederken yardımı pilot gelip'uçak ın 1 moturu arızalandı birini atmamız gerek der. Bunun üzerine fransız kalkar ve
--'yaşasın fransa diyerek kendini atar.
sonra pilot tekrar gelir diğer motor da arızalandı der.Bunun üzerine alman kalkar ve
-'yaşasın almanya der ve kendini atar
pilot tekrar gelir diğer motorda arızalandı der ve temel ayağa kalkar
- Yaşasın türkiye der ve ingilizi tutar aşağıya atar.

Calisani

Bir gün bilim adamları bi Türk bi İngiliz ve Almanı teste tabi tutmaya karar verirler.
Test için bi odaya güzel bi kadın, kırışık bi gömlek ve ütü bırakırlar.
Bizimkiler sırayla içeri alınmaya başlamışlar.
Önce İngiliz girmiş odaya, ilk olarak güzel kadını eder sonra gömleği ütüler ve dışarı çıkıp
- "bizim orda önce ...ş sonra iş gelir"
demiş.
Alman girmiş, ütü yapmış sonra kadını güzelce etmiş dışarı çıkıp
- "bizim orda önce iş sonra ...ş"
demiş
En son Türk girmiş odaya bizimki kadını ederken kadına ütü yaptırmış, işi bitip dışarı çıkınca da söyle demiş
- "bizim orda çalışanı ederler!!!"
demiş.

Derinlik

bir gun fransız ingiliz ve bizim temel bir meydanda toplanmıs ingilizin *iki ile suyun sıcaklıgını bulma becerisini izliyorlarmıs ingiliz getirilen kazana sokmus pipisini 1 dk sonra
-34 derece demis
fransızda aynı kazana sokmus 1-2 dk sonra
-sıcaklık 36 derece demis
temelde altta kalmamak için sokmus suyaa 1-2 saat olmus hala bisi yok ingiliz fransız alalaycı tavırla sormus ne oldu temel bulamadınmı diye temel
--ya ben bu suyun sıcaklıgınıu bulamam ama derinligini30 cm war demisss

Havaya Uctu

Bir Alman bir Fransız birde Temel bir guzergahı hava yolu ile katetmek zorundalar..
Almanya semalarındayken Alman
-"bizim buraların patatesi cok meshurdur.. Bizde de adettir" diyip elindeki patatesi camdan aşşağı atar..
Fransadan gecerken de Fransız
-"bizim buralarında şarabı meşhurdur.. bizde de adettir" diyip şarap şişesini aşşağı fırlatır..
-Karadenizden geçtikleri sırada Temel dinamiti çıkarır.. Ateşlemek üzereyken diğerleri zıplar..
-"Napıyorsun arkadaşım delirdin mi?" dediklerinde Temelde
-bizim buralarında madeni meşhurdur kardeşim" diyerek elindeki dinamiti ateşleyip aşşağı sallar..
Aynı güzergahı karayolu ile gitmek zorunda olan adamlarımız Almanyadan geçerken yol kenarında ağlayan bir çocuk görürler.. kafası bantlıdır..Alman iner arabadan:
-Noldu evladım neden ağlıyorsun
-Amca geçen burda dikilirken kafama patates düştü kafam yarıldı ühühühü diyerek ağlar..Alman'ın kalbi sızlamaktadır..
-Ah canım kıyamam al bu parayı git kendine gazoz gofret filan al..
Fransadan geçerken yine yol kenarında ağlayan bir çocuk.. Fakat bunun kafa bantlı kol alçıda.. Fransız iner..
-Neden ağlıyorsun evladım..
-Gecen burda dikilirken üstüme şarap şişesi düştü amca canım çok acıdı..der..Suçluluk içersindeki Fransız parayı uzatır..
-Git kendine bişiler al.. ağlama lütfen..
Neyse en son durak Trabzon.. ve yol kenarında yerde tepinen bir çocuk.. Kahkaya boğulmuş gülmekten kıvranıyor..Temel iner aşağıya..
-Noldi la ne tepineysun ?
-Ahahaha amcacum geçen şu karşiki köye doğru bi osurdum havaya uçti daaaa ahahhah !!!!!!!

Issiz Ada

İngiliz, Alman ve de Fransız ıssız bir adaya düşerler. Bir müddet sonra canları çok sıkılır ve ne yapacaklarını düşünmeye başlarlar. Birden İngiliz "Buldum, golf oynayalım." der. Fransız da bu fikre katılır ama Alman golf nedir bilmiyordur. İngiliz ve Fransız anlatmaya başlarlar. Anlatırlar, anlatırlar ve en sonunda olayı şöyle bağlarlar.
- Azizim, golf oynamak için bir top, bir sopa ve de bir delik gereklidir hepsi bu.
Daha sonra İngiliz der ki:
- Ben de top var.
Fransız da der:
- Sopa sorun değil ben bulurum.
En son Alman:
- Benim işim var ben gidiyorum...

Yıllık bilet

Yatılı bir okulda müdür okulun kurallarını anlatıyordu:"Hiç bir erkek kızlar pansiyonuna giremez! Eğer yakalandığınız taktirde ilk seferde 50 milyon ikinci seferde 100 milyon ve üçüncü kez yakalanırsanız tam 200 milyon para cezası ödersiniz ve bu rakam her yakalanışınızda katlanarak artar!" O sırada arka taraftan biri müdüre seslenir:"Hocam yıllık biletlerde indirim var mı?"

Silikon madeni

Oğretmen sınıfta madenleri ve ne kadar değerli olduklarını anlatıyormuş. Dersin bitiminde çocuklara sormuş: -"Kim hangi madene sahip olmak ister çocuklar?" Önce David cevap vermiş: "Platin, öğretmenim. Onunla kendime bir Porsche alırdım." Ardından Mike cevaplamiş: "Altın, öğretmenim. Altınlarımla kendime son model bir Cadillac alırdım." En son Küçük Joe yanıtlamış: "Silikon, öğretmenim. Ablamda iki tane var, kapının önündeki arabaları hayal bile edemezsiniz!..."

Yorum

"Güzel bir bahar sabahıydı. Genç kız balkona çıkmış, gelip geçen herkese 'Günaydın' diyerek gülücükler dağıtıyordu.Çoğunluğunu erkeklerin oluşturduğu köy okulunun sınıfında, yaşama sevincini anlatan bu satırları öğretmen, öğrencilerinden kısaca yorumlamalarını istedi.en kısa yorum bir erkek öğrenciden geldi:-"OR...İ..."

Tüleyman

Bir gün okulda öğretmen öğrencilerine sorar ;- Vücudumuzda istem dışı hareket eden şeye ne ad verilir ? Bir ögrenci parmak kaldırır ve "TİK" der - Öğretmen aferin senin adın ney bakalım.- Öğrenci sakin bir şekilde "TÜLEYMAN" hocam

Yaramaz çocuk

Yaramaz çocuk kayıt yaptığı bütün servislerden kovulur.babası çareyi oğlunu taksiyle göndermekte bulur.adam taksiciye benim çocuk çok yaramaz.sana ayda 1 milyar verecem çocuğumu okula götürüp getireceksin.taksi şöförü kabul eder.cocuk ilk günden başlar annem doktor babam doktor olsa bende doktor olurdum.annem mühendis babam mühendis olsa bende mühendis olurdum.annem öğretmen babam öğretmen olsa bende öğretmen olurdum.taksicinin burnuna kadar gelir ve de'baban pezeveng annen oruspu olsa sen ne olurdun'.çocuk hemen cevap verir.taksici

Selpak

Bir okulda öğretmenin biri derste hep eli cebinde ders anlatırmış. Sınıftaki fırlama kızlardan biri öğretmenine sorar:- Hocam cebinizde ne var?Öğretmen gülümseyerek:- "S" ile başlayıp "k" ile bitiyor kızım.Kız tabii utancından kızararak sırasına oturur. Aradan bir müddet geçtikten sonra öğretmen cebinden selpak çıkartır ve masasına bırakır.

Kim dövüyor

İlk okul birinci sınıfta çocuğun biri her gün okula kafa - göz şiş geliyordu. Öğretmeni bir gün merak edip, "kim dövüyor böyle oğlum seni?" diye sordu. -Babam dövüyor öğretmenim. -Niye dövüyor baban yoksa üvey baban mı? -Hayır öğretmenim öz babam fakat niye dövdüğünü bende bilmiyorum ben okuldan eve gidiyorum. Çantamı bıraktıktan sonra sokağa çıkıp babam işten gelene kadar arkadaşlarımla oynuyorum. Babam gelince eve çıkıp yemek yiyioruz, ondan sonrada ben oturup geç saatlere kadar ders çalışıyorum. Ben ders çalışırkende annemle babamda bana bakıyorlar, bakıyorlar, ondan sonrada babam kalkıp beni dövüp yatağıma yatıyor. Çocuğun anlattıklarından öğretmen durumu anlamıştı. Çocuğun omuzunu tutarak, bak oğlum, bundan sonra okuldan eve gidince, yemeğini yedikten sonra otur dersini bitir ondan sonra arkadaşlarınlada biraz az oyna. Akşam baban gelincede yemeğinizi yedidkten sonra kafana yorganı çekerkenden uyu. Baban o zaman seni dövmez. Bir daha dayak yemek istemeyen çocuk öğretmeninin öğütlerini aynen uyguladı. Akşam yemeğinden sonra kafasına yorganını çekip yattı. Anneyle bab oturup bir saat kadar çocuğu seyrettikten sonra birbirlerine bakıp "Uyumuştur artık." diye fısıldaştılar. Uyuduğuna iyice kanaat getirdikten sonrada sevişmeye başladılar aradan biraz zaman geçmiştiki kadın inleyerek, -Ben geliyorum kocacığım... -Bende geliyorum hayatım. Yorganın altında hala uyumamış olan çocuk dışarda ne olup bittiğini anlayamamış, annesi ile babasının bir yere gittiklerini zannederek, yataktab fırlamış. -Beni bırakıpta nereye gidiyorsunuz.Kim dövüyor

Niçin erimez

kimya dersinde öğretmen, elindeki metal parayı gösterdi:şimdi bu beş yüzlüğü asite bırakıyorum. Nedersiniz,eriyecek mi? Öğrencilerden biri parmak kaldırıp cevap verdi:Erimez öğretmenim Evet erimez. Erimiyeceğini nerden anladın?Eriyecek olsa atmazsınız da ondan

Mantık yasal

Üniversite son sınıf öğrencisi yazılı sınavından kalınca doğruhocasına gider:-"Siz sınıfta bırakarak hayata atılmamı önlüyor ve benicezalandırıyorsunuz. İşin bu yanını hiç düşündünüz mü?"-"Tabii düşündüm. Hocanın görevi bilgiyi ölçmek, yeterli olmayanı sınıftabırakmak değil mi?"-"İyi. O zaman size bir teklifim var. Bir soru da ben size soracağım.Doğru cevabı verirseniz, ben kötü notumu kabul edip sınıfta kalacağım.Bilemezseniz, notumu düzeltecek ve sınıfı geçirteceksiniz."Hocanın keyfi yerinde. Teklifi kabul eder ve öğrenci sorar:-"Yasal olup, mantıklı olmayan nedir? Mantıklı olup, yasal olmayan nedir?Ve de ne mantıklı ne de yasal olmayan nedir?"Hoca uzun uzun düşünür ama cevabı bulamaz. İddia gereği öğrencisine iyinot vererek sınıfı geçirir. Ama aklı da soruda kalır. Sonunda sınıfın eniyi öğrencisini çağırır, olayı anlatır ve sorunun yanıtını bilipbilmediğini sorar.Öğrenci hemen cevap verir:-"Siz 65 yaşındasınız ve 23 yaşında bir kadınla evlisiniz. Bu yasal amamantıklı değil. Karınızın 25 yaşında bir sevgilisi var. Bu mantıklı amayasal değil. Siz karınızın sevgilisini, zayıf alıp sınıfta kalmasıgerekirken iyi not verip mezun ediyorsunuz. Bu ise ne mantıklı, ne deyasal."

Cennet

Bir gün öğretmen çocuklara;-Çocuklar kim cennete gitmek ister?demiş.Herkes parmak kaldırmış ama pıtırcık kaldırmamış.Öğretmeni "Sen niye kaldırmadın" deyince;-Öğretmenim, annem okul çıkışı bir yere gitmeme izin vermiyorda ondan demiş.

Kurşun kalem

Öğretmen bir gün Ali'ye kızmaktadır.- Oğlum kaç sefer diyeceğim sana ödevlerini kurşun kalemle yap diye.Ali;- Öğretmenin babama diyorum ama o hep tükenmezle yazıyor.

Aile

Öğretmen Hayat Bilgisi dersinde ,aile konusunu işlemektedir. - çocuklar, aile anne baba ve çocuklardan oluşur.Söyleyin bakalım evde kimlerle birlikte yaşıyorsunuz?Uğur;- Bizim evde ,annem var ,babam var,abim var,ablam var,küçük kardeşim var, dayım var, dayımın oğlu var, dedem var, ninem var...varlar uzayınca öğretmen uğuru susturur. Tamamtamam istisnalar kaideyi bozmaz.Bir başka öğrenciye sorar.Burcu:- öğretmenim bizim evde annem var,ben varım,annemin kuması varöğretmen yüzünü iyice asarhasana döner : hasan sizin evde kimler var?Hasan:- Annem var babam var bir de ben.ha birde babam işe gittiğinde bizde kalan bir amca var. bana para verip sinemaya gönderiyor.adını bilmiyorum ama ii bir amcaya benziyor annemle aynı yatakta uyuyorlar.

11(on bir)

Bir gün öğretmen 4 işlemi daha yeni öğrenmeye başlayan öğrencilerine sormuş:"Çocuklar iki iki daha kaç yapar parmak hesabı yapmadan cevap verin bakalım." demiş. Ali kurnazlık yapıp parmaklarıyla hesaplamış ve hemen "Dört eder öğretmenim." demiş. Buna pek inanamayan öğretmeni Ali'yi tahtaya çıkarmış ve "Ellerini arkanda birleştir peki şimdi söyle bakalım üç üç daha kaç yapar?" demiş. Ali çaktırmadan yine parmaklarını kullanıp altı yapar öğretmenim demiş. Öğretmen yine ikna olmamış. "Ellerini cebine sok ve söyle bakıyım beş beş daha kaç yapar?" diye sormuş. Ali birkaç saniye tavana bakarak göz gezdirip cevap vermiş: "Onbir yapar öğretmenim!"

Bağırmadı

Dilbilgisi dersiydi.Öğretmen çocuklara soru sordu: -Çocuklar,bağırmadım,bağırmadın,bağırmadı deyince ne anlarsınız? Öğretmen çok parmak beklerken kimse parmak kaldırmadı.Neden sonra temel parmak kaldırdı: -Telaşa gerek yoktur,kimse bağırmamiştur.

Bebekler nasıl geliyor

İkokulda üç çocuk bebeklerin nasıl dünyaya geldiğini konuşuyormuş;Dursun:-Bizum ailede hep leylekler getirir.Fadime:-Bizde çocuk bahçesinde bulunur.Temelcik:-Piz fakiriz,pizde bebekleri annem kendisi yapayi.

Gülme kasları

Insan vücudundaki kaslarıanlatan öğretmen,öğrencilerdenbirisine:-söyle yavrum , şimdi ben boks yapsam benim hangi kaslarım çalışır? dedi.-seyircilerin gülme kasları öğretmenim!.

Para birimi

Italyada okulda öğretmen sınıfa sorar:Amerikanın para birimi nedir?Bütün çocuklar bağırarak "dolar" diye cevap verir. Almanya'nın ve İngiltere'nin de para birimleri de doğru olarak bilinir. Öğretmen Türkiye'nin nedir diye sorar ve bir öğrenci hemen cevep verir, "kere öğretmenim". Yanlış der öğretmen çocuk şaşırır ve cevap verir:Ama öğretmenim geçen sene ablam tatilini Türkiye'de geçirmişti. Geldiğinde valizini açtı ve pantolon için 5 kere verdim ayakkabılar için 8 kere verdim dedi.

komınıst

Öğrenci olaylarının yaşandığı günler. Polis, Diyarbakır'da bir öğrenci evini basmış, bir sürü kitap toplamış, öğrenciler bir köşede sinmiş oturuyor, ama öyle pek de tehlikeli bir şey yok bulunanlar arasında.Çocukları asıl endişelendiren, arkalarındaki duvarda asılı Karl Marx resmi.Bir ara, polislerden biri sormuş:- Ula bu kimin resmidir?Hah, demiş çocuk içinden, şimdi ..ıçtık...- Dedemin resmi abi...Polis sinirle dişlerini sıkmış, öğrencinin ensesine bir şaplak atmış:- Ula utanmisan, a pezev..., bele nur yüzlü, bele ak sakallı bir deden vardir, kakmişsan komonistlik yapisen...

Otlakçı

Lise yıllarında öğretmenlerimiz tarafından sık sık tuvaletlere sigara baskını yapılırdı. Bu baskınlar ay sonlarına doğru daha da artardı. Ufacık beynim çok geç çakozladı bu durumu.Meğer hocalar aysonuna doğru nakit darlığına düştüklerinden,sigaralarını beleşe getirmek için bilinçli ve örgütlü olarak düzenlerlermiş bu operasyonları. (14 yıl sonra karşılaştığım matematik hocamın ağzından duyduğum itiraflardır.)