15 Aralık 2007 Cumartesi

Aganin karisi

Vaktin birinde bir doktorun yolu bir köye düşmüş... Bakmış köylüler dertli bir şekilde oturmuş düşünüyorlar, merak edip sormuş:
"Ne var? Nedir derdiniz?"
"Genç bir kadın var... Çok hasta... Ölüyor..."
Doktor:
"Bir de ben bakayım." demiş.
Alıp doktoru genç kadının evine götürmüşler. Doktor hastanın odasına girmiş. Herkesi dışarı çıkarmış. Genç kadını muayene etmiş. Kadının hastalığı basit bir soğukalgınlığı. Ancak ateşi çok yükseldiği için baygın halde kendinde değil... Doktor hemen bir iğne yapmış. O sırada kadının bacakları açılmış. Güzel de bir kadın... Doktor dayanamayıp kadının koynuna girivermiş. Ama o sırada köylüler, pencereden doktoru seyrediyorlarmış. Bir süre sonra doktor kadının odasından çıkmış.
"Yarın sabaha iyileşir." diye de köylüleri telkinde bulunmuş.
Gerçekten kadın ertesi sabah iyileşmiş. Doktor da birkaç gün sonra köyden ayrılmış.
Aradan bir yıl geçmiş doktorun yolu yine aynı köye düşmüş. Bakmış köylüler yine çok dertli.
"Ne oldu? Ne var?"
"Bizim ağanın karısı çok hasta ölüyor."
Doktor hemen "Bir de ben bakayım." demiş. Köylüler umutsuzca başlarını sallamışlar. "Hiç zahmet etme doktor bey, bütün köyün erkeklerine ağa emir verdi. Hepimiz sıra ile senin yöntemlerini uyguladık, ama nafile iyileşmiyor."

Rahim

Ebe durmadan çocuk sahibi olan kadına doğum kontrol yöntemleri ile ilgili tavsiyelerde bulunuyordu.
"-Kocanla birlikte olmadan önce al bunu rahiminin ağzına koy.Bu çocuk yapma derdinden kurtul!"
Kadın sevinerek tavsiyelere uyacağını söyledi.
Aradan bir süre geçtikten sonra ebe kontrolde aynı kadının tekrar gebe olduğunu anlayınca kızgınlıkla kadını azarladı.;
"-Yahu hamile kalmaktan bıkmadın mı?Neden tavsiyelerime uymadın?"
Kadın kendini savundu.;
"-Ebe hanım inanki ne dediysen tamamını yaptım.Verdiğini her seferinde Rahimin ağzına koyup ondan sonra kocamla yattım.Ama ne yapalım ki tekrar hamile kaldım!"
Ebe kadına inanmadığını belirterek tekrar çıkıştı;
"-Boşversene dediğimi yapsaydın tekrar hamile kalman mümkün olmazdı!"
Bunun üzerine kadın içeride beklemekte olan kocasına seslenerek yardıma çağırdı;
"-RAHİİİM, gel bir de sen anlat nasıl yaptığımızı.Ebe hanım her seferinde dediklerinin tamamını yaptığıma verdiğini senin ağzına koyduğuma bir türlü inanmıyor!"

Nasil Vazgecerim

Genç ve güzel kadın doktora şikayetlerini anlatıyordu :
- Birincisinde yoruluyorum, ikincisinde göğsümde ve bacaklarımda ağrılar başlıyor, üçüncüsünde bayılacak gibi oluyorum, kalp çarpıntılarım ve nefes almam sıklaşıyor.
Doktor sordu :
- Neden birincisinden sonra vazgeçmiyorsunuz?
Genç kadın :
-Nasıl vazgeçerim doktor bey, ben dördüncü katta oturuyorum!

Maslahat-i Sahane

2. Abdülahmit rahatsızlanmıştır.Erkeklik organlarında sıkıntı vardır.
Türk doktorlar bakar fakat tedavi edemezler.
İstanbul'da bulunan bir Fransız Doktorun olduğu ve bu konuda uzman olduğu söylenir.Derhal doktor bulunur ve Padişahın huzuruna alınır.
Padişah uzun bir elbise giyer ancak iç çamaşırı giymemiştir.Doktor Eğilir Padişahın eteğini kaldırır ve sırtüstü yere düşerek bayılır.
Padişah
- Bre ne oldu bu kafire? der
Orada bulunan heyet
- Hünkarım sizin maslahat-ı şahanenizi görünce zer-ü zebun oldu. derler.
Padişah
- Söyleyin. ol kafire ki uyanınca kendi lisanı ile "MAŞALLAH" diye.

Sogan

Köyün birinde bi ağa varmış.. Bigün ağa yumurtalıklardan rahatsızlanmış, doktora gitmiş. doktor ameliyat etmiş ağayı çıkarmış yumurtalığı kenara koymuş temizlemiş iltihabı neyse kenarda duran yumurtayı kedi kapmış,doktor tırsmış

tabi hemen gitmiş bi soğan almış cücüğü çıkarım yumurtanın,yerine koymuş kapatmış ertesi gün kaçmış...Aradan on yıl geçmiş doktorun yolu düşmüş köye arabası arıza yapınca köye gitmek zorunda kalmış.

Demişki kendi kendine nasıl olsa ağa ölmüştür..Girmiş kahveye ordan biri " OOooO doktorum gel hele gel ya beni iyi güzel ameliyat ettin eline koluna sağlık,yanlız anlamadığım bişey var,k imin ağzına versem gözünden yaş geliyor.."

Doktor ve amele

İnşaat amelesi viziteye çıkıp haftalardır tuvalete çıkamadığını
söylemiş..
Doktor muayene edip, amelenin külotunu indirmiş ve yüzükoyun masaya
yatmasını istemiş, adam denileni yapınca Doktor içeriden getirdiği
beyzbol sopasını 3-4 defa sertçe amelenin poposunun tam ortasına vurmus. -Tamam şimdi tuvalete gidin...
Birkaç dakika sonra tuvaletten rahatlamış şekilde çıkan amele; -Sağol Doktor bey, hep böyle olabilmek için ne yapmalıyım? -Bir şey yapmana gerek yok. Tuvaletini yaptıktan sonra kıçını çimento torbasıyla silme yeter..!"

Firar

İkinci Dünya Savaşı sıralarında Berlin'i bombalamaya gelen filodaki İngiliz uçak pilotu ağır yaralı olarak ele geçirilmiş. Pilotu hastaneye kaldırmışlar ve tedavi etmeye başlamışlar. Alman doktor İngiliz'in yanına gelip;
- Size kötü bir haberim var, bir bacağınızı kesmek zorundayız, demiş. Hasta çaresiz bir şekilde Alman doktora;
- En azından sizinkiler Londra'yı bombalamaya gittiklerinde kestiğiniz bacağımı bizim topraklara atmalarını sağlar mısınız ? diye sormuş. Doktor da kabul etmiş. İngiliz'in bacağını İngiltere topraklarına bıraktırmış. Aradan birkaç hafta daha geçmiş ve doktor bu kez diğer bacağının da iyi durumda olmadığını, kesmek zorunda kalacaklarını söylemiş. İngiliz yine aynı isteğini tekrarlamış. Doktor yine kabul etmiş ve Almanlar İngiliz'in bacağını yine atmışlar İngiltere toprağına. İngiliz'in iki hafta sonra da kolu kötüleşmeye başlamış. Doktor yine kesmek zorunda olduklarını söylemiş. İngiliz de aynı isteği kolu için yinelemiş. Doktor bu kez kabul etmemiş. İngiliz şaşkınlık içinde sormuş:
- Neden ama ? İki bacağımı da attınız. Kolumu niye atmıyorsunuz ? Doktor:
- İyi de sen galiba ufak ufak kaçmaya çalışıyorsun.

yas seksen

80 yaşındaki Ahmet Bey doktora gider. Doktor sorar:
- Neyiniz var Ahmet Bey?
- Hiç bir şeyim yok, turp gibiyim ve 18 yaşındaki karımdan bir çocuk sahibi olacağım. Doktor bunun üzerine Ahmet Bey'e bir hikaye anlatmaya başlar:
- Avcının biri her gün tüfeğini alarak geyik avına çıkarmış. Bir gün tüfeği yerine dalgınlıkla şemsiyesini almış. Ormanda ilerlerken karşısına kocaman bir geyik çıkmış. Avcı şemsiyesini geyiğe doğrultmuş ve PAAT. Geyik yere yığılmış.
Ahmet Bey hemen atılır:
- Öyle şey mi olur? Başkası vurmuştur. Doktor cevap verir:
- Kesinlikle!

Becerikli Doktor

Kadın doğum uzmanı bir doktor yaptığı işten zevk almamaya başlamış. Yıllardır doğum yaptırmak artık doktara eğlenceli gelmiyormuş ve sonunda işini değiştirmeye karar vermiş. Bir takım araştırmalar sonucunda motorcu olmaya, bu işin çok eğlenceli olduğuna karar vermiş. Hemen bir eğitim kurumuna başvurarak kurs almaya başlamış.
Nihayet kurs bitmiş ve usta öğretici kursiyerleri sınava almış ve sonuçları bakanlığa yollamış. Bakanlık sonuçları incelerken bi bakmışlar bizim doktor 100 puanlık sınavdan 150 almış. "Nasıl olur bu. Bu işte torpil var muhakkak" deyip hemen iki müfettişi göndermişler kurs merkezine. Usta öğreticiyi bulup sormuşlar:
- Ne iş bu ne sordun sınavda.
- Müfettiş bey ne sorayım klasik şeyler işte, yağı değiştir, bujileri temizle, yağ filitresini sök değiştir, radyatörün suyu falan işte.
- İyide kardeşim bu adam nasıl aldı bu notu.
- Valla müfettiş bey adam ne dersem hepsini yaptı.
- Tamam anladık kardeşim onu niye 100 değilde 150 onu soruyorum.
- Haaaaa... İyide müfettiş bey adam bütün dediklerimi ekzos deliğinden yaptı kaç verseydim!

ya da

Kadınla kocasının arasında uzun süredir bir faaliyet yokmuş. Koca ne yaparsa yapsın karısının ilgisini çekmeyi başaramıyormuş. En sonunda çareyi karısını bir psikoloğa götürmekte bulmuş. Psikolog genç ve güzel kadını problemini çözmek için :

"Anlatın bakalım bir gününüz nasıl geçiyor "demiş.

Kadıncağız baslamış anlatmaya ...

"Sabahlari işe geç kalmamak için taksiyle gidiyorum. Fakat yanımda para bulunmadığından şoför " Bayan ya parayı ödersiniz ya da .." diyor. Mecbur kaldığım için ' ya da ' yı seçiyorum.

Durum böyle olunca işe geç kalıyorum tabii Patronu kapıda kaşlarını çatmış beni beklerken buluyorum. Patron," ise böyle geç gelmeye devam edersen seni işten atarım ya da .." diyor. Yine 'ya da' yı tercih etmek zorunda kalıyorum.

Akşam eve yorgun argın geldiğimde ev sahibi kapıya dayanıp kirayı yine bir hafta geciktirdiğimizi belirterek " ya kirayı hemen ödersiniz ya da ." diyor. Eee, haliyle 'yada' yı tercih ediyorum.

Kocam eve geldiğinde de o işi yapacak halim kalmıyor tahmin edersiniz "

Psikolog kadına bakıyor :

"Hanımefendi tüm bu anlattıklarınızı kocanıza anlatabilirim ya da..."

Sanssiz doktor

Şoför çarptığı yayayı teselli eder:
- Şansınız varmış, size çarptığım yer tam sağlık ocağının karşısı.
Yerdeki inleyerek cevaplar:
- Ama oranın doktoru benim :-)

Bir haftadir

Doktorun biri köyün birinden geçiyormuş. Bir de bakmış köyde ki herkes ağlıyor merak edip durmuş ve sormuş bir köylüye neden ağladıklarını.
köylü: Bizim köyün en güzel kızı öldü ondan ağlıyoruz demiş.
doktor:ben doktorum bir de ben bakayım belki daha tam ölmemiştir demiş.
köylüler bir umut diye kabul etmişler ve doktor kızın olduğu odaya girmiş nabzını kontrol etmiş ve anlamış ki kız daha tam ölmemiş.Doktor kızla oda da yalnızmış kız da o biçim seksi bir vücuda sahipmiş.doktor da biraz abazalığın etkisi ile ulan sunu bir s.k.yim nasıl olsa herkes öldü sanıyor sonra boynunu sıkar öldürürüm demiş.
doktor kızı bir güzel becermiş ve kız seksin etkisi ile birden canlanmış doktor tekrar öldürmeye çalışırken köy ahalisi sesleri duymuş ve içeri gırmış bir de ne görsünler kız sapa sağlam bütün koylu doktora teşekkür etmişler ve sormuşlar.
yaa doktor bey bunu nasıl yaptın bize anlatır mısın nasıl canlandırdın ölüyü
doktor: valla olmaz meslek sırrı anlatamam meslek sırrı dese de köylüler meraklıymış ve doktorun kafasına silah dayayarak tekrar sormuşlar nasıl yaptığını doktor da anlatmak zorunda kalmış bi güzel s.kt.m canlandı demiş.
köylüler valla ölüme çare buldun sağ olasın doktor bey deyip doktoru uğurlamışlar.
aradan bir ay geçmiş aynı doktor aynı köyden geçmek zorunda kalmış bir de ne görsün köydeki herkes yine ağlıyor.yine merak edip sormuş ne oldu yine niye ağlıyorsunuz
köylünün birisi başlamış anlatmaya
yaa bizim köyde bir imam vardı bir hafta önce öldü bir haftadır s.k.yoruz hala canlanmadı

Roberto Rafsancani

Uluslararası bir tıp kongresi için dünyanın dört bir yanından doktorlar, Los Angeles'in en lüks otelinde toplanmışlar. Gündüz kongre.. Gece otelin barında yarenlik.. İşini bilenler için, sonu odalarda bitebilecek avlanma fırsatı..
Yakışıklı doktor,barda yavaşça içkisini yudumlayan muhteşem afeti görünce fena heyecanlanmış, "-Tanrım ne doktorlar yaratıyorsun!" diye..
Kadın ben diyeyim Sharon Stone.. Siz deyin Raquel Welch.. Kadının yanındaki tabureye süzülmüş hemen.. Lafa başlamamın en kolay yolu, ortak meslekleri..
"-Siz ne uzmanısınız?" diye söze girmiş yakışıklı..
Duraksamadan yanıt vermiş, Doktor afet..
"-Ben penis uzmanıyım.."
"-Anlamadım!" diye küçük dilini yutarak sözünü kesmiş yakışıklı..
"-Uzmanlık dalım penistir benim." diye devam etmiş, doktor afet..
"-Dünyayı dolaşıp, çeşitli milletlerin penislerini inceliyorum. Sonra da bunun, kadının tatminindeki etkilerini.."
Yakışıklının şaşkın baktığını görünce, biraz daha açıklamış, Doktor afet..
"-Şimdi bakın; İtalyan ve İran erkekleri kadınları çıldırtmaları ile ünlüdür.. Neden mi? İtalyan erkeğinin penisi ince ama uzundur. Derinliğine uyarır. Vajinal orgazma ulaştırır kadını. İran erkeğininki ise, kısa ama kalındır. Birleşme anında klitorise baskı yapar.. Bu da klitoral orgazm sağlar.."
Bir an duraklamış Doktor afet..
"-Neler konuşuyoruz böyle? Daha tanışmadık bile ! Benim adım Marylin Taylor.. Ya sizinki?"
Ayağa kalkıp saygı ile eğilmiş yakışıklı:
"Roberto Rafsancani!.."..."

kekeme

Adamın biri kekemeymiş, tedavi için doktora gitmiş. Doktor bütün muayenelerini yaptıktan sonra adama:
- Yaptığımız tetkiklerde gördük ki sizin kekeme olmanıza sebep cinsel organınız. Cinsel organınız çok büyük olduğu için konuşamıyorsunuz, biraz kesmemiz lazım.
Adam çaresiz kabul edip ameliyat olmuş. Eve gelmiş karısına müjdeyi vermiş.
- Bak hanım artık düzgün konuşabiliyorum.
Çok sevinmişler hemen orada ilişkiye girmişler.. Ama oda ne kadın bakmış ortada mal yok.Bunun üzerine karısı:
- Bey ben anlamam hemen git eski haline getir. Yoksa seni boşarım.
Adam bir telaş doktora gitmiş. Kapıyı hızlıca açıp:
- Doktor bey beni ne yap et eski halime getir yoksa karım elden gidiyor.
Doktor adama dönüp:
- A aa aaartııık çoo çoo çoookkk ge ge geeeçç

Dikkatli olun

Tıp Fakültesi birinci sınıfta, profesör öğrencileri kadavranın başında toplamış ve
-"Arkadaşlar" demiş
-"Birinci kural; kadavradan iğrenmeyeceksiniz, mideniz bulanmayacak" der ve hemen kadavranın arkasını çevirir, parmağını kadavranın kıçına sokar ve sonra da ağzına götürüp yalar, tüm öğrenciler de iğrenerek bakarlar ama çare yoktur; hepsi de aynı hareketi tekrarlar. Bütün sınıf aynı işlemi yaptıktan sonra profesör yeniden kadavranın başına geçer ve
-"Arkadaşlar" der;
-"İkinci ve en önemli kural, kesinlikle çok dikkatli olacaksınız, asla en küçük bir ayrıntıyı bile atlamayacaksınız... Mesela az önce ben işaret parmağımı kadavranın kıçına sokup, orta parmağımı ağzıma götürdüm ama hepiniz bunu atladınız..."

Ne yapsak

Hemşire, doktora hastayı gösterdi:

- Kalbini dinlemek için ne zaman eğilsem, kalp atışları hızlanıyor. Ne yapsak?

- Önlüğünün yakasını iliklesen...

Elalemin seyi

Karadenizlinin biri köyden hiç dışarı çıkmamış. Bir gün Almanya'dan bir akrabası kendisini ziyarete geldiğinde hediye olarak bir elektrikli testere bırakıp gitmiş.
Karadenizli testerenin nasıl çalışacağını düşünürken fişi görüp prize takmış. Kucağındaki testereyi kurcalarken farkında olmadan bir düğmeye basmış ve testere adamın takımı kesip götürmüş. Adamı da takımı da hemen hastaneye yetiştirmişler.
Karadenizli doktora;
"- Ne olur bunu dik!" diye yalvarıp yakarmış ama doktor kopan parçayı eline alıp bakarak;
"-Bu mahvolmuş, bunun dikilmesi imkânsız." demiş.
Karadenizli doktora;
"-O zaman beni öldürün doktor!" demeye başlamış.
Tam o sırada can çekişmekte olan genç bir hasta getirmişler. Doktor o hastanın umutsuz olduğunu anlayınca Karadenizliye;
"-Bak eğer bu hasta yaşamazsa belki bununkini sana uydururuz." demiş.
Bir sure sonra yeni gelen hasta ölmüş ve takımını bizim Karadenizliye dikmişler ve iyileşince taburcu etmişler.
Aradan bir süre geçtikten sonra doktor bizim Karadenizliyi merak edip köyüne gitmeye karar vermiş. Karadenizlinin evini bulup kapıyı çalınca karşısına Karadenizlinin karısı çıkmış. Doktor durumu izah edip operasyonun sonucunun nasıl olduğunu sormuş. Kadıncağız ağlamaya başlayıp dert yanmış;
"-Hiç sormayın doktor bey! Bizimki her gece bana sırtını dönüp yatıyor, o sizin yaptığınız hiç bir işe yaramadı, yaramıyor !"demiş.
Doktor üzüntü ile evden ayrılıp köy meydanına geldiğinde bir bakmış ki Karadenizli neşe içinde arkadaşlarıyla kahvede tavla oynamakta. Doktoru görür görmez fırlamış ve doktora sarılıp;
"- Doktor bey hayatımı kurtardınız !"demiş.
Doktor şaşkınlıkla;
"- Nasıl olur! Şimdi sizin evden geliyorum, karın sende hiç bir kıpırdanma olmadığını söyledi." demiş.
Karadenizli doktora dönüp cevap vermiş;
"- Aşkolsun Doktor Bey! Elalemin şeyiyle kendi karımızı yapacak değiliz ya !"

kiciniza sokun

Temel bel ağrısı çekiyormuş. Bir gün bu ağrıya dayanamayıp doktora gitmeye karar vermiş.
Doktor bel ağrıları için temele fitil vermiş ve bunu her gün anal yoldan al demiş.
Temel tamam diyerek evine dönmüş. Evde karısı Fadime sormuş;
-"Doktor ne dedi Temel?"
-"Valla böyle bir şey verdi."
-"Eee ne yapacakmışsın bunu?"
-"Her gün anal yoldan alacakmışım."
-"O ne demek ki? "
-"Bilmiyorum"
-"Ben de bilmiyorum, doktoru arayıp öğrensene."
Temel doktoru aramış.
-"Doktor bey kusura bakmayın ben bunu ne yapacağımı anlayamadım"
Doktor: -"Anüsten alacaksınız beyefendi."
Temel tamam diyerekten telefonu kapatmış ve karısına dönüp;
-"Anüsten alacakmışım"
Fadime: -"O ne demek?"
-"Bilmiyorum"
-"E ben de bilmiyorum şunu adam gibi yarın doktora gidip öğrenelim."
Ertesi gün Temel doktorun odasına girer.
-"Doktor bey ben bunu ne yapacağımı gene anlamadım."
Doktor: -"Makattan alacaksınız."
Temel dışarı çıkıp tekrar anlamadığını Fadime'ye söyler.
Fadime sinirli bir şekilde:
-"Niye şunu adam gibi öğrenmiyorsun" der.
Temel cesaretini toplar doktorun odasına tekrar girer ve sorar:
-"Doktor bey cehaletime verin ben bunu gene anlayamadım."
Doktor:
-"Beyefendi kıçınıza sokun"
Temel dışarı çıkar, Fadime sorar:
-"Ne oldu Temel?"
-"Valla bilmiyorum ama doktor çok kızdı."

Lastik don

Psikiyatristin ofisinde hasta sormuş, "Bana yardım eder misiniz Doktor.. 38 yaşındayım ve hala yatağımı ıslatıyorum!"

"Sıkılmayın!" demiş doktor.. "Gelişmemiş benlik isyanı.. Sorumlulukları kabullenememe durumundan kaynaklanıyor.. Yatağınızı ıslatmamanızı iki yolla önleyebiliriz.. Birinci yol psikanaliz.. Haftada beş terapi, saati 50 Dolar..!"

"Peki ikinci yol??"

"Lastik don! Çifti iki dolar!"