13 Ocak 2008 Pazar

safra kesesi

Temel evlenecek ama ilk gece neler yapması gerektiğini ve sonuca göre nasıl davranacağını bilmemekte... Arkadaşı Dursun akıl hocası:
- Kızı alıcan sevicen edicen bakıcan yatağın kırmızılara dönmüş, anlaki o kız oğlan kız.. Devam et sevmeye! Baktın ki yok ortada bir şey al götür babasının evine.
Fıkra bu ya Fadime; kulak misafiri olur söylenilenlere ve bir tüp boya ile girer gerdek gecesine. Her şey olup bitince dökü verir yatağı boyayı... Tabi heyecanda bizim eskiden tecrübeli taze gelinimiz kırmızı yerine yeşil boyayı dökünce yatağa Temel şaşmış:
- Acep bu yeşil şey de ne kine?
Hemen Dursunun yanında almış soluğu.. Olanı anlatınca Dursun koymuş son noktayı:
- Ula oğlum sen kızın şeyini diil safra kesesini delmişsin...

kaykay

Üç adam ölür ve cennete giderler. Sorgu meleği birincisine sorar:
- "Seni cennete yollamadan önce sana bir sorum var:
- Karına karşı sadık oldun mu?" Adam yanıtlar;
- "Evet, asla bir başka kadına bakmadım."
Sorgu meleği;
- "Şuradaki Rolls-Royce'u görüyor musun? O senindir. Cennetteyken kullanabilirsin.."
Sorgu meleği ikinci adama da aynı soruyu sorar ve şu cevabı alır;
- "Bir kez karımı aldattım ama bunu ona itiraf ettim. Beni bağışladı ve mutlu yuvamızı kurtardık."
Bunun üzerine sorgu meleği;
- "Şuradaki Mercedes'i görüyor musun? Cennetteyken onu kullanacaksın.."
der ve üçüncü adama da sorar;
- "Karını hiç aldattın mı?"
Adam yutkunur ve şöyle der;
- "itiraf edeyim ki; bulduğum her kıza asıldım ve her fırsatta onlarla yattım, bir çoğu ile beraber oldum. Üzgünüm."
Sorgu meleği;
"Ehh" der; "Ama temelde iyi bir adamsın. Şuradaki eski vosvos'u görüyor musun? Cennette onu kullanacaksın."
Bunun üzerine üç adam vedalaşır, arabalarına atlar ve kendi yollarına giderler. Bir kaç hafta sonra ikinci ve üçüncü adam birlikte gezerlerken barın önünde birinci adamın Rolls-Royce'unu görürler. Bara girdiklerinde adamın perişan bir halde, etrafındaki boş şişelerin arasında salya sümük oturduğunu görürler ve şaşırırlar.
- "Heyy! ne oldu sana?" der ikinci adam, "Cennettesin, altında bir Rolls-Royce var, hersey mükemmel ama sen niye bu haldesin?"
- "Bugün karımı gördüm!" der birinci adam.
Diğerleri;
- "Aaaa! ne kadar güzel, peki derdin nedir?" diye sorarlar. Adam içini çekerek konuşur;
- "Kaykay'la dolaşıyordu..."

essokoglu essek

Askerin biri bir gün ormanda yolunu kaybetmiş, gece olunca köye ancak ulaşabilmiş. Bir kapıyı tıklamış, karşısına yaşlı bir adam çıkmış.
Asker:
- Amcacım tanrı mirafiri kabul edermisiniz.
Yaşlı adam:
- Evladım ne demek, hele ki sen bir askersin, seve seve buyur içeriye.
Yaşlı adam ısrar etmiş bizim askere;
- Evladım sen hasta gibisin burası soğuk olur, sen git bebeğin odasında yat.
Asker:
- Hayır amca olmaz öyle şey hem bebeği rahatsız etmeyeyim.
Yaşlı adam gülümseyerek:
- O çoktan uyumuştur evladım.
Neyse ki bizim asker küçük evin soğuk girişinde ki odada yatar. Sabah olur bizim asker yüzünü yıkamak için lavobaya gider yüzünü yıkar, o sırada kendisine kar gibi beyaz bir havlu uzatılır, birde bakar ki havluyu uzatan dünya güzeli huri benzeri bir genç kız. Asker hemen sorar:
- Kimsiniz acaba?
Güzel kız kısa ve öz cevap verir;
- Benim adım bebek, ya siz.
Asker biraz üzgün cevap verir.
"Bende eşşolu eşşek"

arabin kilodu

Arabın biri türk kızına aşık olmuş, sonra türk arkadaşına onunla
evlenmek için ne yapması gerektiğini sormuş;
Türk arkadaşı araba :
- Öncelikle kendine entarinin altından giymek için bir kilot diktir,
sonrada kızı gidip ailesinden iste demiş,
Arap kendine beş metrelik kumaş almış, iki metresiyle kilot diktirmiş, üç
metresini de evde bırakmış ve kızı istemeye gitmiş.
Arabın heyecandan çişi gelmiş ve tuvalete gitmiş, kilodu tuvalette unutmuş, dışarı çıkıp koltuğa bacaklarını açarak yayılmış.
Kız kahveleri tutarken;
- Aman tanrım! deyip elindekileri düşürmüş.
Arap gülerek cevap vermiş:
- Çok mu beğendin üç metresi de evde.

izah meselesi

On yıldır evlilermiş.. Ama gerdek gecelerinden başlayarak, adam hep karanlıkta sevişmek konusunda ısrar etmiş.. Kadıncağız yıllar yılı kaç kez sabahlara kadar yalvarmış, bir kerecik olsun, ışıklari yakıp sevişmek için ama adam hep inatla "Hayır" demiş.. "Kesinlikle olmaz. İlle de karanlıkta sevişeceğiz.." O gece kadıncağız gene ışıkları yakmak için yalvaracak gibi olmuş, ama hemen vazgeçmiş. Kocası on yıl sonra insafa gelecek değil ya.. Vazgeçmiş ama sadece yalvarmaktan.. Kafasına koymuş, bu kez çünkü.. Tam sevişmenin en heyecanlı anı, en doruk noktasında elini kaydırıp, yatağın bas ucundaki gece lambasının düğmesine dokunuvermiş.. Bir de ne görsün.. Kocasının belinde, o yapay aletlerden biri bağlı değil mi?..
- Bunu bana nasıl yaparsın_! Bunca yıldır, bu işi sahte bir aletle yaptığını bana söylemedin bile.. Hemen açıkla bana her şeyi..Hemen...
Adam soğukkanlılıkla yanıt vermiş..
- Tamam, tamam.. Her şeyi izah edeceğim sana.. Ama önce sen bana şu üç çocuğumuzu nasıl yaptın izah et, bakalım!...

pilot

Uçak havalandıktan sonra pilot mikrofonu açıp şöyle demiş.
-''Sayın yolcularımız uçağımız havalanmış durumdadır kemerlerinizi çözebilirsiniz.''
Arkasına yaslanmış. ve mikrofonun açık olduğunu unutan pilot kendi kendini önce bir gerinmiş ve söylenmeye başlamış "oooohhhh gidim önce bir *ıçıım ondan sonrada şu hostese bir yüklim" demiş.
İçerideki yolcular hepsini duymuş hostes durumu düzeltmek için içeriye koşmaya çalışırken ayağı takılıp düşmüş. Yolculardan biri "acele etme bacı adam önce *ıçacak" ya demiş.

donunu cikar

Kadın süslü püslü masayı hazırlıyor kocası iç çamaşırlarıyla dolaşıyormuş.
Kadın:
- Pantalonlarını bari giyseydin, misafirler her an gelebilirler.
- Olsun bacaklarımın ne kadar zayıf olduğunu görsünler ve bana iyi bakmadığını anlasınlar.
- O zaman donunu da çıkar sana iyi bakmam için bir neden var mı anlasınlar!!!

patron ve sekreter

Soğuk ve karli bir gecede tipiden yolunu kaybeden bir işadamı ve sekreteri arabalarını terketmek zorunda kalırlar ve uzun bir yürüyüşten sonra üşümüş ve ıslanmış durumdayken bir kulübe bulurlar.
Kulübede bir yatak, bir uyku tulumu ve bir sürü battaniye bulunmaktadır. Geceyi geçirmeye hazırlanırlar ve işadamı bir centilmen olarak, yatağı sekreterine verir:
- "Ben yerde uyku tulumunda uyurum" der. Sekreter yatağına yatar, adam uyku tulumunun içine girerek fermuarı çeker. Bir süre sonra tam uyumak üzereyken, sekreterinin sesini duyar:
- "Efendim, ben çok üşüyorum."
Adam fermuarı açar,uyku tulumundan çıkar, bir battaniye alıp kadının üzerine örter, tekrar uyku tulumuna girer, tam uyumak üzereyken yine sekreterinin sesini duyar:
- "Efendim, ben hala çok üşüyorum."
Adam yine fermuarı indirir, tulumdan çıkar, bir battaniye daha alıp kadının üstüne örter, uyku tulumuna girerek fermuarı çeker. Tam uykuya dalacağı sırada yine duyar:
- "Ben yine çoooook üşüyorum".
Adam yattığı yerden:
- "Bir fikrim var." der,
- "Burası ıssız bir yer. Neler olduğunu kimse göremez, istersen evliymişiz gibi davranabiliriz."
Genc kadın kıkırdar:
- "Tamam,bana göre hava hoş." Adam yattığı yerden avazı çıktığı kadar bağırır:
- "ÖYLEYSE KALK VE KAHROLASI BATTANİYEYİ KENDİN AL!!!!!"

kral ve vezir

Günün birinde Vezir'i Kral'a ben daha büyüğüm demiş .Kral haklı olarak kaldıramamış bu lafı ve sormuş:
-Nasıl büyüksün?
Vezir de:
- Vergileri ben topluyorum halka ben bakıyorum vs...
diye cevap vermiş. Kralda halkına sormaya başlamış. Önce bir çobana sormuş:
- Fare mi büyüktür, deve mi?
Çoban cevap vermiş;
- Tabii ki deve büyüktür.
Kral bir kez daha sormuş :
- Köpek mi daha büyüktür, fil mi?
Çoban:
- Fil
Kral:
- Son bir soru daha
demiş.
- Kral mı daha büyüktür, Vezir mi?
Çoban cevap vermiş :
- Vallahi o hayvanları tanımıyorum!!!

ilk gece

Bir ermeni mahallesinde çok zengin ama yaşı seksenin üstünde bir adam varmış. Aynı mahalledeki çok fakir ama oldukçada güzel bir genç kızla evlenmek istemiş ve para zoruyla muradına ermiş. Ama zifaf gecesi adam ölmüş, bunun üzerine savcı kızı sorguya çekmiş;
- Anlat bakalım kızım ilk gece ne oldu?
- Valla savci bey üsseriiime çiktii titremeye bassladıı, ben sandiim geloooor meğersem gidooormisss...

anlamsiz evlilik

Çocuk babasına :
- Babacığım, annem ile nasıl evlendin?
Adam eşine dönüp :
- Görüyormusun, çocuk bile anlam veremiyor

veresiye yok

Un imalatı yapan değirmenci kesinlikle veresiye vermeyeceğim diye kendi kendine karar alıyor. Yanında çalışan işçileri de toplayıp benden habersiz kesinlikle veresiye vermeyin diye uyarmış.
Bizim uyanık bayan kuaför, beş torba un alarak çalışan işçilere arabaya yükletiyor. Unu arabaya yükledikten sonra, param yok deftere yazın gelecek ay vereceğim demiş.
İşçiler değirmenci dayıdan korktukları için kesinlikle olmaz deyip, arabanın önüne geçmişler. İlk etapta kaçış yolu bulamayan uyanık kuaför eğirmenci dayınızı çağırın demiş. değirmeci dayıya bir yanda yalvarıyor bir yanda da çarpma senaryosu düşünüyor.
Yalvarmayla olmayacağını anlayan kuaför kararınıza saygılıyım. Benim araba taksitimin günü yakındı. Taksiti ödedikten sonra aslında borcumu ödeyecektim. O zaman yanıma bir işçinizi verin, unu eve yıkalım birikmiş taksit paramla unun bedelini ödeyeyim. Taksiti ödemenin de çaresine bakarız demiş. Yanına değirmenci dayı işçisini de alarak evine gelmiş. İşçi un torbalarını sırtına alarak kuaförün istediği yere indiriyor. Unun yerini sağlama alan kuaför, veresiyemiz yokmuş! haydi koçum, defolup gidiyor musun; yoksa İmdat sapık var diye bağırayım mı? Der demez garibanım arkasına bakmadan değirmenin yolunu tutuyor.

Sutlu Kakao ve Viagra

Adam 80 yaşına gelmiş olan babasını huzurevine bırakır. Bir hafta sonra da gidip ziyaret eder. Halini, hatirini sorar:
- Nasılsın, baba? İyi bakıyorlar mı sana burada? Bir şeye ihtiyacin var mi?
- Oğlum, bu huzurevi çok güzel. Bana burada cok iyi bakıyorlar, her akşam yatmadan önce bir bardak sütlü kakao bir de viagra veriyorlar. Allah razı olsun çok memnunum hiç bir şeye ihtiyacım yok.
Ziyaret sonunda adam hemen hemşireyi bulur ve:
- Hemşire hanım babam bir şeyler anlatıyor. Yatarken bir bardak sütlı kakao bir de viagra veriyor muşsunuz, doğru mu?
- Doğru. Doktor beyin talimati. Sütlü kakao çabucak uyutuyor, viagra da yuvarlanıp yataktan düşmesine engel oluyor_!

itiraf

Ferit ölüm döşeğindedir. Karısı Cavidan da bu son anlarında onun yanındadır ve çok üzgündür. Kocasının elini tutar ve gözlerinden yaşlar boşanır. Ferit son gücüyle fısıldar:
- Cavidan! Cavidan yaşlı gözlerle; sus sevgilim! der. Ferit; Cavidan sana itiraf etmem gereken bir şey var der. Cavidan;
Kendini yorma sevgilim. İtiraf edecek hiçbir şey yok!der. Ferit ısrarla;
-Hayır var! Huzur içinde ölmek istiyorum der. Cavidan susar ve dinler. Ferit devam eder;
Kız kardeşinle yattım. En iyi arkadaşın ve annenle de yattım der. Cavidan sükuneti bozmadan ve kocasının elini bırakmadan cevaplar; Biliyorum sevgilim. Seni o yüzden zehirledim zaten

dul kadin

Jack ve arkadaşı Bob, kayak yapmaya Kuzeye gitmişler. Bir kaç saat yol aldıktan sonra korkunç bir kar fırtınasına yakalanmışlar.Yakındaki bir çiftlik evine arabalarını çekmişler ve evin çekici hanımından geceyi orada geçirmek için izin istemişler.
- "Dul bir kadınım ben diye açıklamış hanım, Eğer evimde kalmanıza izin verirsem komşular dedikodu yaparlar."
-Endişelenmeyin demiş Jack, ahırda da rahat edebiliriz.
Bir sene sonra Jack, dulun avukatından bir mektup almış.Arkadaşı Bob'u çağırarak sormuş:
- Bob, şu çiftliğinde kaldığımız çekici dul kadını hatırlıyor musun ?"
- Evet, hatırlıyorum.
- O gece geç vakit eve gidip, o kadınla yattın mı ?
- Evet, itiraf etmeliyim ki bunu yaptım.
- Ona kendi adın yerine benimkini verdin mi peki ?
Bob yüzü kızararak cevap verir:
- Evet, korkarım öyle yaptım.
- Eh, sana çok teşekkür borçluyum dostum. Kadın ölmüş ve çiftliğini de
bana bırakmış."

kursun

Bir gün hamile bir kadın mağazada alışveriş yaparken, bir çatışma çıkar ve vurulur. Hemen hastaneye kaldırırlar. Doktor ameliyat sonrası kadına :
- Hanımefendi hayati tehlikeyi atlattınız. Ancak iki kurşunu çıkaramadık. Bunlardan biri doğacak olan kız çocuğunuza diğeri ise erkek çocuğunuza isabet etmiş. Şimdi çıkarırsak ölürler. Ancak üzülmeyin ileride bu kurşunları vücutlarından atarlar.
Kadın doğum yapmış. Çocuklar sağlıklı. Aradan yıllar geçmiş. Kız çocuğu bir gün bahçede oynarken :
- Anne! Anne! Çabuk gel!!!
diye bağırmış. Annesi telaş içinde ;
- Ne oldu kızım?
- Bak anne vücudumdan bir demir parçası çıktı.
Kadın sevinmiş:
- Telaşlanma! Doktor amcan demişti. Bak kurşunu vücudundan attın. Bundan birkaç gün sonra bu kez erkek çocuğu :
- Anne anne çabuk gel!
Kadın yine telaşla koşmuş :
- Ne oldu oğlum?
- Anne, mastürbasyon yaparken kediyi vurdum!

5.kadin

Adamın biri dere kenarında oltasını sallamış balık tutuyormuş. Ancak diğer elinde bir şapka varmış ve şapkayı dikkatle havada tutmaktaymış. Yoldan arabası ile geçmekte olan bir kadın merakla şapkayı niye tuttuğunu sormuş. Adam cevap vermek için kadının onunla bir kez yatması gerektiğini söylemiş. Kadın:
- Terbiyesiz deyip yoluna devam etmiş.
Ancak meraktan içi içini yiyormuş. Dayanamayıp geri dönmüş ve adamla yatmayı kabul etmiş. Tam işi bitirmişler, kadın tekrar sormuş şapkanın sırrını. Adam sırıtarak cevap vermiş:
- Sabahtan beri buradayım. Hiç balık yakalayamadım, ama şapkaya takılan siz 5. kadınsınız...

gercek ile hayal

Çocuk babasına koşarak gelir baba bana gerçek ile hayal arasındaki farkı anlatırmısın der. Baba tamam oğlum der ve şimdi annene git bize Tarık Akan geldi ne yapayım diye sor bakalım ne söyleyecek der.
Çocuk bir koşu annesine sorar.
Annesi
- Oğlum sen o beyi yatak odasına al ben hemen geliyorum. diye cevap verir.
Çocuk babasına durumu anlatır.
Babası şimdi aynı soruyu abla sor bakalım o ne cevap verecek.
Çocuk ablasından da aynı cevabı alır ve babasına sorar
- Baba ben bir şey anlamadım der
- Bak evladım Tarık Akanın bizim eve gelmesi bir hayal ama gerçek olan bizim evde iki *rospu var.

Kadinlari anlamak

Adamin biri California'da bir kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış, adam lambayı kumların içinden çıkarmış. Dalgasına belki cin cıkar deyip ovalamış lambayı, harbi harbi cin çıkmış.
Adam çok şaşırmış, cin başlamış konuşmaya:
- Tamam, tamam. Beni lambadan kurtardin vs...
- Bu, bu ay içinde dördüncü çıkarılışım ve bu işten sıkılmaya başladım bu yüzden 3 dileği unut. Sadece 1 dilek hakkın var!
Adam oturmuş ve bir süre düşünmüş ve:
- Her zaman Hawaii'ye gitmek istedim ama uçaktan korkarım ve deniz beni çok tutar. Benim için Hawaii'ye bir köprü yap böylece arabayla oraya gidebileyim
Cin gülmüş ve:
- Bu imkansiz. Bu işin lojistiğini düşün! Köprünün ayakları nasıl Pasifik'in dibine ulaşabilir? Ne kadar beton gerektiğini, ne kadar çelik gerektiğini düşün. Hayır, başka bir dilek düşün.
Adam tamam demiş ve gerçekten güzel bir dilek düşünmeye başlamış. En sonunda:
- Dört kere evlendim ve boşandım. Bütün karılarım her zaman duyarsız olduğumu ve onunla ilgilenmediğimi söylerdi. Bu yüzden, kadınları anlayabilmeyi diliyorum... Nasıl hissettiklerini ve neden ağladıklarını, bir şey söylemedikleri zaman gerçekten ne istediklerini...onları nasıl gerçekten mutlu edebileceğimi bilmek istiyorum...
Cin cevap vermis:
- Köprü iki şeritli mi olsun dört şeritli mi_!

Evlilik

Her gün düzenli olarak edilen kavgaların birinde dayanamayan adam:
Sen öldüğünde mezar taşına ne yazdıracağım biliyormusun ; "İşte burda benim karım yatıyor,Her zaman ki gib soğuk".
"Yaaa??" der kadın
"bende seninkine şöyle yazacağım; İşte burada kocam yatıyor nihayet sertleşti."