13 Ocak 2008 Pazar

veresiye yok

Un imalatı yapan değirmenci kesinlikle veresiye vermeyeceğim diye kendi kendine karar alıyor. Yanında çalışan işçileri de toplayıp benden habersiz kesinlikle veresiye vermeyin diye uyarmış.
Bizim uyanık bayan kuaför, beş torba un alarak çalışan işçilere arabaya yükletiyor. Unu arabaya yükledikten sonra, param yok deftere yazın gelecek ay vereceğim demiş.
İşçiler değirmenci dayıdan korktukları için kesinlikle olmaz deyip, arabanın önüne geçmişler. İlk etapta kaçış yolu bulamayan uyanık kuaför eğirmenci dayınızı çağırın demiş. değirmeci dayıya bir yanda yalvarıyor bir yanda da çarpma senaryosu düşünüyor.
Yalvarmayla olmayacağını anlayan kuaför kararınıza saygılıyım. Benim araba taksitimin günü yakındı. Taksiti ödedikten sonra aslında borcumu ödeyecektim. O zaman yanıma bir işçinizi verin, unu eve yıkalım birikmiş taksit paramla unun bedelini ödeyeyim. Taksiti ödemenin de çaresine bakarız demiş. Yanına değirmenci dayı işçisini de alarak evine gelmiş. İşçi un torbalarını sırtına alarak kuaförün istediği yere indiriyor. Unun yerini sağlama alan kuaför, veresiyemiz yokmuş! haydi koçum, defolup gidiyor musun; yoksa İmdat sapık var diye bağırayım mı? Der demez garibanım arkasına bakmadan değirmenin yolunu tutuyor.

0 yorum: