3 Ocak 2008 Perşembe

5 dakka daha

Mart ayı gelmiştir, kediler her akşam süslenip, püslenip,
mis gibi kokularını sürünüp dışarı çıkmaktadırlar.
Aralarında bir de küçük erkek kedicik vardır. Bir gün
"ben de gelmek istiyom" der.
Kediler sinirlenir. "Hadi len, senin daha yaşın küçük, git misket oyna."
Bir gün, iki gün, üç gün... Bizimkini iyice merak sarar.
Son bir kez daha dener şansını bir akşam:
"Ya ne olur beni de götürün nereye gidiyorsanız?"
aralarından babacan bir kedi çıkar:
"Gel lan, sen de gel de öğren, ilerde lazım olacak.
Sevişmeye gidiyoruz. Mart ayı bizim ayımız."
Hepsi toplanır. Aylardan mart dedik ya, hava soğuk,
damda beklerler. "Bak," der babacan kedi:
- Aşağıdan dişi kedi geçtiğini gördün mü saldır!
Aradan saatler geçer, ne gelen, ne giden var.
Bizim gariban kedicik iyice üşümüştür.
Babacan kediye yanaşır, kolunu hafifçe vurarak: "Abi ya," der:
- Ben bi beş dakka daha sevişiyim, gitcem.

0 yorum: